Makale özeti ve diğer detaylar.
Sinema Batı kökenli bir sanattır. Bu sanatı her ulus kendi estetik ifade tarzına, kendi toplumsal yapısına uygun bir şekilde geleneksel birikimlerinden yararlanarak yorumlama yoluna gitmiş kendi özgün sinema dilini bu geleneksel birikim üzerinden yaratmaya çalışmıştır. 1960'lı yıllarda Türk sinemasında Metin Erksan, Lütfi Akad, Halit Refiğ gibi yönetmenler bireysel çabaları çerçevesinde geleneksel sanatlarımızı kullanmayı denemişlerdir. Günümüz sinemacılarından ise Derviş Zaim; 'Filler ve Çimen', 'Cenneti Beklerken' ve 'Nokta' filmlerinde geleneksel Türk sanatlarından yararlanarak, kökeni Türk kültürüne dayanan, yeni bir dil arayışında öncü nitelikli çalışmalarda bulunmuştur. Bu çalışmada Türk sinemasının özgün bir sinema dili oluşturması arayışında geleneksel Türk sanatları ebru, minyatür ve hat'tın Derviş Zaim'in Filler ve Çimen, Cenneti Beklerken ve Nokta filmlerinde nasıl kullanıldığı ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu amaçla literatür taramasına baş vurulmuş, örneklem olarak seçilen üç film baştan sona izlenmiş geleneksel sanatlarla ilgili veriler içeren sahneler tespit edilerek analizleri yapılmıştır. Bu analizlerin sonucunda günümüz Türk sinemasında özgün bir dil oluşturmak açısından geleneksel sanatlardan Derviş Zaim'in nasıl yararlandığı ortaya konmuş, yeni, özgün ve ulusal bir sinemanın ortaya çıkarılmasında geleneksel kültürün ne denli zengin bir kaynak oluşturduğu tespit edilmiştir.
Le cinéma est un art occidental. Chaque nation crée son propre langage cinématographique à partir de son héritage traditionnel conformément à sa structure sociale et à sa culture de l'esthétique. Dans les années 60 le cinéma Turc, avec des réalisateurs comme, Metin Erksan, Lütfi Akad, Halit Refiğ ont essayé d'utiliser nos arts traditionnels. Le cinéaste contemporain Derviş Zaim dans 'Filler ve Çimen', 'Cenneti Beklerken' et 'Nokta' à réalise des travaux de pionniers dans la recherche d'un nouveau langage., Dans cet étude, un examen de litterature a été effectué 3 film (Filler ve Çimen, Cenneti Beklerken, Nokta) contenant des détails d'art traditionnels (Ebru, Miniature, Hat) ont été choisi et analysés. En conclusion de cette analyse, une constatation a été faite a propos de la façon dont Dervi Zaim se sert des arts traditionnels pour la création d'une nouvelle langue cinématographique, originale et nationale.