Makale özeti ve diğer detaylar.
Bugün Müslümanlar bütün dünya coğrafyasına dağılmış bir vaziyette yaşamaktalar. Kimi ülkelerde çoğunlukta kimi ülkelerde de azınlıkta bulunmaktalar. Tarihte de durum böyleydi, ancak küreselleşmeyle beraber farklı inançlardan tamamen izole edilmiş türdeş topluluklar kalmadı denebilir. Đslâm'ın toplum hayatına dair dinamik bir fıkıh anlayışı vardır. Değişen toplumsal koşulları dinî sâbiteler perspektifinden yorumlamakta, Müslümanca kalmayı ve Müslümanca yaşamayı birey ve toplumsal düzeyde muhafaza etmek için gerekli esnekliği gösterebilmektedir. Bu meyanda her ferdin içinde bulunduğu toplumsal koşullara uygun olacak bir modeli olabilir. Hz. Peygamber'in siretinde gördüğümüz beraber yaşama modelleri de geliştirilmeye açıktır. Bu modellerin dinamik ve doğurgan karekterinden yola çıkarak ara modeller geliştirilebilir. Müslümanlar ilkeler zemiminde beraber yaşamanın taraftarı olmalı, beraber yaşamayı arzulayan farklı kesimlerle diyalog içerisine girmeli ve onlarla beraber bunun önemine dair farkındalık oluşturmalıdırlar. Bu makele çok-kültürlü toplumda ötekileşmeden beraber yaşamanın yollarını irdelemektedir.