Makale özeti ve diğer detaylar.
Hz. Peygamber tarafından Medine'de ilk İslam devletinin kurulmasından sonra, önce Yahudi ve Hıristiyanlara, arkasından da Mecusilere zimmi statüsü tanınmıştır. İslam devleti-nin sınırlarının gelişmesiyle zamanla Sabiîler, Maniheistler, Budistler ve Hindular gibi farklı dini gruplar da bu devletin vatandaşları haline gelmişlerdir. Zımmi olarak değerlendirilen bu kitle devlete ödediği "cizye"ye karşılık askerlikten muaf tutulmasının yanı sıra tam bir dini özgürlüğe sahip olmuşlardır. Nitekim mabetleri koruma altına alınmış, çocuklarına din eğitimi verme hakları tanınmış, kendilerine tam bir cam ve mal emniyeti sağlanmıştır. Müslümanlarla aynı şehirde yan yana yaşayan zımmiler onlar tarafından öteki ilan edilmemiş, aksine o toplu-luğun asli unsurlarından biri olarak kabul edilmişlerdir.
After the founding of the first Islamic State in Medina, Prophet gave status of the dhimmi firstly to the Jews and Christians then to the Zoroastrians. By the expansion of the boundaries of the Islamic State over time, members of the different religious groups such as Manicheists, Buddhists, Hindus and Sabians become the citizens of this Islamic State. This mass that were evaluated as the dhimmi gained their full religious freedom and exemption from the military service by paying "Jizya" to the state. As a m atter of fact, their temples were protected, right of the religious education to their children was recognized and the state provided full guarantee of life and property safety to them. Living side by side with Muslims in the same city, dhimmis were not declared as "other", on the contrary, they were considered as one of the major elements of the community by Muslims.