Makale özeti ve diğer detaylar.
İnsan hakları Devletten önce de var olan haklardır ve onlara Devlet güvencesi saglandığında, “temel hak” diye adlandırılmaktadırlar. Bugün Dünyada temel haklar ve özgürlüklerin garantisinin çok büyük bir önem tasımasına karsın temel hak taşıyıcısının temel hak ve özgürlükleri denetimsiz ve asırı kullanması, kamu yararıyla ve diger temel hak sahiplerinin haklarıyla çatısabilir. Bu nedenle, temel hakların kullanımına sınırlar çizilmektedir. Anayasa koyucu temel haklar için sınırlamalar öngördüğünde, bireyin özgürlük isteği ile devlet içindeki toplumsal yasamın gerekleri arasında dogal olarak gergin bir iliski ortaya çıkacaktır. Bu gerekler, baska temel hak taşıyıcılarının özgürlük alanlarına saygı gösterilmesi ve devletin menfaatlerinin ve hukuksal değerlerinin korunmasıdır. Burada ölçülülük ilkesi devreye girecektir.
Human rights had existed before the formation of the State. They are called as “fundamental rights”, when they are guaranteed by the State. Although today the guarantee of fundamental rights and freedoms is very crucial worldwide, the use of fundamental rights and freedoms by its owner without control might conflict with public interest and the rights of the other owners of fundamental rights. Therefore, there are restrictions on the use of fundamental rights. When the legislator suggests restrictions for fundamental rights, the relationship between individual’s desire for freedom and the necessities of social life in a state will naturally be strained. These necessities are the respect for freedoms of the other owners of fundamental rights and the protection of the interests of state and juridical values. As a result, the principle of proportionality takes place.