Makale özeti ve diğer detaylar.
İnsan hakları gelişim süreci içinde, kadın hakları ayrı bir kategoriyi oluşturmamakla birlikte geleneksel olarak ihmal edilmistir. 20. yüzyılın yarısından sonra, kadının insan hakları gelişmeye başlamıştır. Bu dönemden itibaren, özellikle uluslararası alanda eşitlik ilkesi, cins ayırımı da dikkate alarak düzenlenmiştir. Kadın-erkek eşitliği konusunda Dünya Kadın Konferanslarının da katkısı büyüktür. Kadın örgütlerinin lobby çalışmaları, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi”nin kabul edilmesine neden olmuştur. Günümüzde kadının insan hakları, demokratikleşmenin önemli bir parçası olarak görülmektedir. Çağdaş demokratik devletlerde bu konuda özellikle siyasal katılımda cins eşitligi üzerinde durulmaktadır. Kadının insan hakları hakkında, uluslararası alanda pek çok sözlesme kabul edilmiştir
Within the course of developing human rights, the rights for women, along with not being comprised within a different category, have been traditionally neglected. Having said this, it was not until the middle of the 20th Century that human rights for women began to improve. Following this period, the issue of gender discrimination, especially the equality principles within the International arena, has also been prepared with careful attention. Global women’s conferences too have contributed immensely in terms of the issues surrounding equality between men and women. Lobbies by Women’s organization have resulted in the ratification of the “Convention on the Elimination of all Forms of Discrimination against Women” by the United Nation’s General Assembly. Human rights for women today are considered to be a crucial facet in its development towards democratization. Modern democratic states are committed to these issues, especially that of gender equality in political involvement. There have been a variety of international agreements that have been ratified on the issue of human rights for women.