Makaleler     Dergiler     Kitaplar    

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

Yıl 2008 , Cilt 7 , Sayı 13

Makale özeti ve diğer detaylar.

Makale özeti
Başlık :

Film, gerçeklik ve bilinç

Yazarlar :
Yazar kurumları :
İstanbul Ticaret Üniversitesi1
Görüntülenme :
650
DOI :
Özet Türkçe :

Sinema, daha doğrusu filmin bir sanat dalı olarak doğuşu, insanın mekân ve gerçeklik algısının panoptik bir anlayışa uygun olarak düzenlenmiş klasik yapısının sarsılması ve giderek yıkılması sürecine zemin hazırlayan önemli gelişmelerden biridir. Film sanatının 100 yılı aşkın tarihi içerisinde giderek karmaşıklaşan görsel hareket mantığı, insanlığın zaman ve kendi bilinç tarihiyle olan ilişkisinde önceki dönemlerle kıyaslanmayacak düzeyde biçimsel ve niteliksel değişikliklere yol açmıştır. Zira sanatın resim, edebiyat, tiyatro, müzik ve fotoğraf gibi diğer dallarında sergilenen gerçeklik ve bilinç arasındaki ilişki mantığı filmle birlikte radikal bir biçimde değişmiş, o zamana kadarki kabul edilen normlardan oluşan modern normallik aurası infilak etmiş, kategorik bir biçimde birbirinden ayrılan, hafıza, bilinç, bilinç-dışı, gerçeklik, gerçeklik-dışı, nesnellik ve öznellik gibi alanlar arasındaki sınırlar tedrici olarak saydamlaşmıştır. Bu durum, daha sonra icat edilen televizyonla birlikte daha da karmaşıklaşmış ve tam bir bilinç implosyonuna (iç-patlamasına) sebep teşkil edebilecek göreceliliğe ve nispetsizliğe dönüşmüştür.

Anahtar kelimeler :
Özet İngilizce :

Cinema or rather the birth of the film as art is one of the important developments that have caused the panoptically formed classical structure of the space and reality conceptions of human being to shake and destroy. During the over 100-year history of the film, its increasingly complicated visual movement logic has leaded to formal and qualitative changes unseen before in the relation of mankind with its history of counsciousness and time. The logic of relation between reality and consciousness in arts such as painting, literature, theatre, music and photography has changed radically with the film. The aura of modern normality composed of norms had been accepted up to then exploded. The limits between the categorically distinctive areas such memory, unconscious, reality, unreality, objectivity and subjectivity have become transparent gradually. With the later invention of television this situation has become complicated and turned into relativity and disproportion that may be the reason of the complete implosion of consciousness

Anahtar kelimeler :
Tam metin (Türkçe) :
Paylaş :
Benzer Makaleler
Yorum Yap
  • Adınız :
  • Güvenlik Kodu :
  • Yorum :