Makale özeti ve diğer detaylar.
Bütün temel haklar insan onuru için gerekli görülmüşlerdir.İnsan onurundan kaynaklanırlar ve onun bağımsızlaşmış parçalarıdır. İnsan onuru, insanın tinsel bir varlık olarak özgürlük ve bilinç içinde bağımsız karar vermesi ve çevresine etkili olması amacına yöneliktir. İnsan Onurunun Korunması ilkesi ile insana, insan olusu nedeniyle tinsel ve sosyal bir değer verilmesini ve saygı gösterilmesini isteme hakkı tanınmaktadır. Avrupa Birliği Temel Haklar Sartı ile AB’nin, ekonomik bir topluluktan, bir değerler topluluguna geçiş süreci önemli ölçüde sağlamlaştırılmıştır. AB üyelerinin ve üye adaylarının kendi Anayasalarını ve yasalarını bu Sart'a uyarlamaları gerekmektedir. Sart, ortak çabaların odak noktasında bireyin ve onun dokunulmaz insan onurunun bulundugunu vurgulamaktadır. Bu ilkenin Anayasamızda da temel haklar kataloğunun en üst basamağında yer alması, sadece AB'ye uyum sürecinde yerine getirilmesi gereken bir koşul olmayıp, Anayasanın Baslangıç kurallarında vurgusu yapılan Büyük Atatürk'ün çağdas uygarlık düzeyine ulasma hedefinin de bir gereğidir.
All fundamental rights are evaluated as necessary for the sake of human dignity. They arise from human dignity and they are independent parts of it. Human dignity aims that human, as a spritual creature, judges independently and interacts with his environment in a free and conscious manner. Human is given the right to be respected and appreciated spritually and socially via Human Dignity Protection Principle. The transition of European Union from an economic community to a community of values has been reinforced with the Charter of Fundamental Rights of the European Union. Member and candidate countries of European Union need to adapt their Constitution and laws to this Charter. The Charter emphasizes that human and his inviolable dignity exist at the focus point of common efforts. The existence of this principle at the top section of Fundamental Rights Part of our Constitution, not only is a condition to be fulfilled in the adaptation phase of European Union, but also is a necessity in order to achieve Atatürk’s target of attaining the standarts of contemporary civilization which is emphasized at the Preamble of the Constitution.