Makale özeti ve diğer detaylar.
Yunanistan ve Türkiye’deki yolsuzluk algılarının kısa bir karşılaştırılmasını yapmayı amaçlayan bu makale Avrupa Birliği tarafından desteklenen “Suç ve Kültür” projesinin yolsuzlukla ilgili araştırma sonuçlarına dayanmaktadır. Bu makalenin amacı her iki ülkedeki yolsuzluk algısını beraberce analiz etmekten ziyade Yunanistan ve Türkiye’deki yolsuzluk yapılarını incelemeyi hedeflemektedir. Bu doğrultuda, bu makale her iki ülkedeki yolsuzluğu, ülke sorunlardan herhangi biri olarak nitelemez. Yolsuzluğun her iki ülkede toplum dokusunu saran bir ağ ve devlet ve vatandaş ilişkisinin ikincisinin aleyhine olan yüzünün bir yansıması olduğunu ileri sürmektedir. Bu makale ayrıca her iki ülkede de yolsuzluğu besleyen ana damarın siyasi alanda aranması gerektiğini öne sürmektedir. Her ne kadar yolsuzluğun nedenleri ve koşulları Yunanistan ve Türkiye’de farklılık gösterse de siyaset yapmanın tarifi iki ülkede de gücü ya da mevziiyi korumakla eş değerdir. Yolsuzluk ise bu amacın en önemli araçlarından biri olarak siyasi aktörlerce kullanılmaktadır. Sistemin denetleyicisi konumunda olması beklenen medya ve sivil toplumun yeterince gelişmemiş, hatta işlevlerini doğru biçimde yerine getirmekten uzak olmaları iki ülke için de durumu daha kötüleştirmektedir.
Based on corruption research conducted within the EU-funded project “Crime and Culture” the article undertakes a short comparison between perceptions of corruption in Greece and Turkey. The scope of the article, however, is not to analyze perceptions of corruption in toto but rather to investigate their typical structure in both countries. Accordingly, the article argues that corruption in both countries does not represent just a problem among others but is enmeshed in the very fabric of the society and proves to be a “vanity mirror” of a weak citizenship which characterizes the relationship between state and citizens. It also argues that the core element that boosts corruption in both countries should be located in the political sphere. Although reasons and conditions of corrupt conduct are in these two countries different, making politics means first of all securing power and corruption is one of the most important means to achieve this. The fact that the system of check and balances, to which the media and most importantly civil society should be included, is underdeveloped or not properly functioning, just worsens the situation.