Makale özeti ve diğer detaylar.
This is a theoretical paper on proposing a way to do interdisciplinary research in education. The main focus of the paper is the integral theory, which was formulated by the American philosopher Ken Wilber. In this paper, I aim to recapitulate Wilber’s framework of Integral Methodological Pluralism (IMP) and discuss how it can be used in educational research to further the aims of interdisciplinary approaches. I will focus on how IMP can be applied to develop a better understanding of education as inquiry in the context of Philosophy for Children (P4C) and similar programs. Despite its international success P4C has come under sustained criticism from myriad positions, from both left and right of the political spectrum. I argue that in order to bolster the claims of P4C that it helps develop both inquiry as well as communication and collaboration skills and provide evidence for its utility in mainstream schooling, a multi-perspective approach to research is necessary. Wilber’s integral approach to reality and research provides a suitable framework to this end. If we would like to do fruitful interdisciplinary research in education, we need to develop an integral frame of mind to tackle the complexities of educational phenomena. There is no doubt the field of educational research stands to benefit immensely from an interdisciplinary approach to research. Such an approach, however, is doomed to failure if it is not conceived in an integral way from the very beginning. An integral approach to research will dramatically enhance our understanding of educational phenomena and inform our own practice of teaching and learning.
Bu çalışma eğitimde disiplinlerarası araştırma yapma konusunda bir model sunmak üzere hazırlanmış kuramsal bir makaledir. Çalışmanın ana konusunu Amerikalı felsefeci Ken Wilber’ın ortaya koyduğu “bütünleyici kuram (integral theory)” oluşturur. İlkin Wilber’ın bu kuram çerçevesinde geliştirdiği Bütünleyici Metodolojik Çoğulculuk (Integral Methodological Pluralism) yaklaşımı özetlenecek ve eğitimde disiplinlerarası yaklaşımlara nasıl bir katkı sağlayacağı tartışılacaktır. Daha sonra IMP’nin araştırma-sorgulama olarak eğitim konusunda geliştirilmiş Çocuklar için Felsefe (Philosophy for Children – P4C) ve benzeri programların daha iyi anlaşılması ve geliştirilmesine uygulama anlamında nasıl katkı sağlayabileceği incelenecektir. P4C ve benzeri programlar dünyanın pek çok ülkesinde etkili bir şekilde uygulanmış ve uluslararası bir başarı elde edilmiştir. Bununla beraber siyasi yelpazenin her iki ucundan da çok çeşitli eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştirilere doyurucu karşılık verebilmek ve P4C’nin örgün eğitimde çocukların düşünme ve iletişim becerilerini geliştirdiği ve sosyal gelişimlerini desteklediğini su götürmez bir şekilde ortaya koyabilmek için çoklu-bakış açısını benimsemiş bir araştırma çerçevesine ihtiyaç duyulduğu savunulacaktır. Wilber’ın gerçekliğe ve bu gerçekliğin araştırılmasına yönelik bütünleyici yaklaşımı tam da bu noktada devreye girmektedir. Eğitimde etkili ve sonuç veren disiplinlerarası çalışmalar yapabilmek için, son derece karmaşık ve çok boyutlu olan eğitim olgularını ele alırken en baştan itibaren yaklaşımımız bütünleyici bir anlayışa sahip olmalıdır. Hiç şüphesiz eğitim araştırmaları disiplinlerarası yaklaşımlardan büyük ölçüde faydalanacaktır. Unutulmaması gereken nokta bu tip yaklaşımların bütünleyici bir bakış açısıyla ele alındığı ölçüde başarılı sonuçlar vereceğidir. Araştırma sürecine bütünleyici bakış açısıyla yaklaşma eğitim olgularını derinlemesine anlama konusunda ve kendi öğrenme-öğretme edimlerimizi geliştirmesi açısından çok katkı sağlayacaktır.