Makale özeti ve diğer detaylar.
Sasaniler döneminde Taberistan bölgesinde yaşayan Deylemlilerin akınlarına karşı garnizon kenti olarak kurulan Kazvîn şehri, bu görevini İslam fethinden sonra da devam ettirmiştir. Hz. Ömer döneminden Selçuklu hâkimiyetine kadar Kazvîn sürekli Deylemlilerin tehdidi altında kalmıştır. Selçuklu döneminde ise şehrin potansiyel tehdit unsuru İsmailîler olmuştur. Kazvîn şehri civarında Abbâsîler döneminde Musa ve Mubarekiyye adı altında iki şehir daha kurulmuştur. Şehir İslam döneminde Hz. Ömer ile beraber Emevîler, Abbâsîler, Tahirîler, Zeydîler, Sacoğulları, Samanoğulları, Ziyarîler, Büveyhîler, Gazneliler ve Selçukluların hâkimiyeti altında kalmıştır. Zaman zaman Selçuklu saltanat mücadelelerine ev sahipliği yapmanın yanında Sünnî-Şiî hâkimiyet mücadelesinin de yoğunlukta yaşandığı şehir, Elburz dağlarının eteklerinde, bol ormanlık alana sahip ve Deylem bölgesine sınırdır. İslam coğrafyacıları Kazvîn'i Cibal bölgesinde tasnife tabi tutmakta ve şehirden övgülerle bahsetmektedirler.
The Qazvin city that was founded to against the attack of Daylam living in Tabaristan in the period of the Seljuks maintained its task after Islamic conquest. The Qazvin was threaten by the Daylam from the period of Caliph Omar to domination of Seljuk. As for the period of the Seljuk, Ismailies became potentially threat of city. Two cities also called as Musa and Mubarakiyah were founded nearby the Qazvin city in the period of the Abbasids. The city was governed firstly by Caliph Omar and then in turn by Umayyads, Abbasids, Tahirids, Zaidis, Sajids, Samanids, Ziyarids, Buwayhids, Ghaznavids and Seljuks in the period of İslam. Occasionally, fight of sultanete of Seljuks and of Sunni and Shiities took place in that city. That city was located in the slope of the mountains of Elbourz and it had many of jungle area and border of Daylam. Muslim geographers accept that city in the Jibal region and speak in praises of it.