Batı, son iki yüz yıldır coğrafi bölge olmanın ötesinde bir anlam taşımaktadır. Özellikle kültür, medeniyet, teknoloji ve bilimsel bilgi üretmede Batı’nın merkezîliğine vurgu yapılmış ve bu konuda çeşitli faaliyetlerde yüksek düzeyli bir algı yaratılmıştır. Bu algının oluşumunda sömürgecilik, kapitalizm, sanayileşme, oryantalizm ve küreselleşme başat rol oynamıştır. Bu araçlar sayesinde, neredeyse bütün dünya toplumlarının varlık sebepleri Batı aklı, mesaisi ve kültürüne indirgenmiştir. Batı’nın aşırı zorlamasıyla tekdüze bir dünyaya doğru hızla gidiş vardır. Eğitim bu sürecin önemli aygıtlarından biridir. Batı, endüstri devrimi sonrasında mevcut konumunu korumak ve bunu daha iyi noktalara taşıyabilmek için detaylı düşünülmüş bir eğitim programı uygulamaya başlamıştır. Batı, en başta modern eğitim sayesinde başta kendi toplumunu istediği şekilde biçimlendirmiştir. Buna paralel olarak Batı dışı toplumları gönüllü taraftarları hâline getirmiştir. Bu süreç küresel ölçekte bütün inceliği, felsefi altyapısı ve kapsayıcılığıyla devam etmektedir. Bu yazıda Batı zihniyetine göre biçimlenen modern eğitimin eleştirisi ikincil kaynaklardan