Makale özeti ve diğer detaylar.
For centuries, tulips had an important role in global arts, especially in Turkish arts. The Ottoman not only decorated their gardens with tulips but also called the era between 1713 and 1730 as "Tulip Era". The Ottoman carried their love for this plant into the interior designs as well. Between 1634 and 1637, an era called Tulipomania started in Netherlands, when all the artists were using tulips in their paintings. During this period of tulip madness, which was also commonly seen in Europe, tulips were not only used outside but also inside, turning the interior places into tulips gardens as well. Nevertheless tulips became popular again in the first quarter of the 19th Century, when the tulips were commonly used in the design sector as well. In these designs the u-form, closed form and open form of the tulips were used frequently. Biomimesis became prominent in these designs, which also caused a new popularity of tulips, just like in the old days. In this study, we determined certain objects and furniture, which were inspired from tulips, and investigated them from the esthetical point of view. After detailed researches, it could be confirmed that tulip forms inspired certain objects such as forks, spoons, glasses, cups, vases and illumination elements. Chairs, armchairs, coffee tables and tables were designed as well after being inspired from tulip forms. As a result of this study, it is determined that the six almost equal petals, the u-form, the lovely and vivid colors and thin and long pedicle were the main physical characteristics of the tulips which were inspiring the designs.
Lale asırlar boyunca başta Türk sanatı olmak üzere, tüm dünya sanatında önemli bir yer tutmuştur. Bahçelerini laleler ile donatan ve hatta bir döneme Lale Devri (1713-1730) adını veren Osmanlılar, bu çiçeğe olan sevgilerini iç mekâna da taşımışlardır. Sadece Osmanlılar değil özellikle 1630'larda başlayan Hollanda da Tulipomania (lale çılgınlığı) denilen dönemde (1634-1637) tüm ressamlar Laleyi resmetmişlerdir. Tüm Avrupa'yı saran bu lale çılgınlığı iç mekânları adeta lale bahçesine çevirmiştir. Laleye olan bu aşırı ilgiye, 18. yüzyılda ara vermiş, fakat 19. yüzyılın ilk çeyreğinde Lale yeniden popüler olmuştur. Lale artık sanat alanında değil tasarım alanında yer almıştır. Tasarımda kullanımında lalenin U-formu, çiçek yapısı ve kapalı ile açık formu arasındaki değişkenlik önemli bir etken olmuştur. Tasarımda Biomimesis kavramının öne çıkmış olması, lalenin tekrar eski günlerine dönmesini sağlamıştır. Bu çalışmada Laleden esinlenerek yapılmış objeler ve mobilyalar tespit edilerek estetik açıdan değerlendirilmesi yapılmıştır. Yapılan detaylı taramalar sonucunda Lale formunda esinlenerek tasarlanan objelerin; çatal, kaşık, bardak, fincan, vazo ve aydınlatma elemanları olduğu görülmüştür. Sandalye, koltuk, sehpa, masanın lale formundan esinlenen mobilyalar olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda lale çiçeğinin her biri neredeyse eşit olan 6 adet petale sahip olması (taç yaprağının), lalenin tasarımda çok sık kullanılan U-formunda olması, çiçek renklerin çok güzel olması ve ince uzun bir sapı olması gibi fiziksel özelliklerinin tasarımda kullanılma nedenleri olarak tespit edilmiştir.