Dergi hakkında bilgi.
Uluslararası Hukuk ve Politika (UHP) hakemli ve bağımsız bir dergidir. UHP, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından yayınlanmaktadır. Yayın politikası ve bilimsel kriterler bağımsız editörler ve Yazı Kurulu’nca tespit edilmektedir.
Alanında Türkçe, İngilizce ve Almanca makaleleri yayınlar. Yılda dört kez (Kış, Bahar, Yaz ve Güz dönemlerinde) yayınlanmaktadır. UHP temelde Uluslararası Hukuk ve Uluslararası İlişkiler alanlarına odaklanmıştır. Aynı zamanda Türkiye’nin dış ilişkilerinde karşılaştığı genel ve özel hukuk sorunları ve Türk dış politikası da UHP’nin özel olarak ilgilendiği alanlar arasındadır. Fakat dergi disiplinler arası bir yaklaşım benimser ve tüm yazarları bu yönde çalışmaları için cesaretlendirir. UHP’ye gönderilen yazıların orijinal, iddialı ve mevcut literatüre katkıda bulunucu olması beklenir. Dergiye gönderilen yazıların teslim anında hiçbir dergide yayınlanmamış olması ve/veya hiçbir yayın organı tarafından basılmak üzere inceleme altında olmaması gerekir. Bu konudaki tüm sorumluluk yazara aittir ve yazarlar çalışmalarını gönderdikleri andan itibaren eserleri ile ilgili tüm yayın haklarını UHP’ye devretmiş, UHP’nin kurallarını kabul etmiş sayılırlar. Buna rağmen UHP, daha önce başka bir dilde yayınlanmış yazıları Türkçe’de, İngilizce’de veya Almanca’da ilk kez olmak üzere yayınlayabilir. Böyle bir durum var ise yazarın teslim anında Editörleri yazılı olarak bilgilendirmesi gerekir. Aynı zamanda gerekli tüm yasal izinlerin de yazar tarafından yazılı olarak alınmış olması gerekir. UHP aynı zamanda en son gelişmeleri bilgilendirici bir şekilde aktaran yazıları, eleştirel makaleleri, kitap yorum ve eleştirilerini de yayınlamaktadır. Fakat derginin tüm bölümleri hakemlidir ve ön inceleme gerektirir.
UHP’nin temel amacı birbirinden uzak kuramcılar, yazarlar ve uygulayıcılar arasında üretken ve yapıcı bir iletişimi sağlayabilmek, bilgiyi tüm ilgililere yayabilmek ve alanında bilimsel gelişmeye katkıda bulunabilmektir. UHP ülkemizde uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler alanlarında en önemli sorunun ulaşılan birikimlerin paylaşılmaması ve diyalog eksikliği olduğu varsayımından hareket etmektedir.