Makale özeti ve diğer detaylar.
By addressing the development of a new point of view against the consumption culture, the minimalism which defends – an extreme simplicity – has first become popular in USA during the 60’s. The term “minimal” which carried the meaning of "reduced to minimum", was first used in painting and sculpture. Meanwhile, in connection with painting, the term was also used to describe the movies in which the cinematographic tools such as editing and camera movements were reduced to minimum. However, because of Robert Bresson’s extremely minimalist approach peculiar to him, his films may not be considered neither as mainstream cinema nor the French New-Wave. In this article the director’s movie “Pickpocket” dated 1959 is analyzed in light of “metonymic minimalism”, classified by Kovács as one of the late modern cinema styles. In this scope, the dynamics determined by the theorist are discussed through sample scenes from the movie.
Tüketim kültürüne karşı yeni bir bakış açısı geliştirmeyi amaçlayan ve aşırı yalınlığı savunan minimalizm 60’lı yıllarda Amerika’da yaygınlaşır. “İçeriği en aza indirgenmiş” anlamında kullanılan “minimal” terimi ilk olarak resim ve heykel sanatında karşılığını bulur. Resimden hareketle minimalizmin yansıması eşzamanlı olarak sinemada kurgu veya kamera hareketleri gibi sinemasal araçların aza indirgendiği filmler için gündeme gelir. Robert Bresson’un filmleri bu bağlamda kendine özgü bir radikal minimalist stile sahiptir, bu nedenle ne ana akım sinemada ne de Yeni Dalga akımı içerisinde konumlandırılırlar. Bu çalışmada yönetmenin 1959 tarihli Yankesici filminin bir değerlendirmesi yapılmıştır. Değerlendirme yapılırken Kovács’ın geç modern sinemada sınıflandırdığı stillerden “metonimik minimalizm” temel alınmıştır. Bu bağlamda kuramcının belirttiği dinamikler –ekran dışı alanın yaygın kullanımı, eksiltili anlatı stili ve üst düzeyde sakin oyunculuk tekniği– filmden örnek sahnelerle tartışılmıştır.