Makale özeti ve diğer detaylar.
The aim of this study was to investigate the relationship between impulsivity and success level of karate players. In this sectional study 63 karate players (35 male, 28 female) were selected with convenience sampling method. Data were collected by Barratt Impulsiveness Scale-11. The Spearman's correlation coefficient and Independent T Test were used for analyzing the data and 0.05 was considered as significant level. The findings of the study show that there wasn't any significant correlation between impulsivity and its subscales (including non-planning, motor and cognitive impulsivity) and karate players' success level. In other items there was a significant and negative correlation between motor, cognitive and total impulsivity and karate participation background. There was no significant correlation between non-planning impulsivity and karate participation background. A significant and negative correlation was found between motor, cognitive and total impulsivity and karate players' age. There was no significant correlation between non-planning impulsivity and karate players' age. There wasn't any significant difference between male and female karate players' non-planning (t=-1.137, sig=0.26), motor (t=-0.406, sig=0.686), cognitive (t=0.091, sig=0.928) and total impulsivity (t=-0.685, sig=0.496). Based on these findings it seems that impulsivity couldn't be considered as an effective factor in success level of karate players, although supplementary researches is needed for definite conclusion.
Karmaşık ve dinamik ortamlarda bazı görevlerın talepleri, atletı hızlı kararlara zorlar. Dürtüsellik muhtemelen bu tür çevrede insan davranışına müdahale eder. Öte yandan bir önceki çalışmalar, yüksek dürtüsel kişilerin verdikleri yanıtların daha hızlı ama daha az dürtüsel eşlerine göre daha az doğru olduğunu göstermiştir. Böylece karate gibi açık-beceri sporlarda sporcunun dürtüsellik düzeyi önemli bir rol oynayabilir gibi görünüyor. Bu nedenle, bu çalışmada dürtüsellik ve karate atletlerin başarı düzeyi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu kesitsel çalışmada 63 karate oyuncu (35 erkek, 28 kadın) elverişlilik örnekleme yöntemi ile seçildi. Veri Barratt Dürtüsellik Ölçeği-11 ile toplanmıştır. Spearman korelasyon katsayısı ve Bağımsız T testi verileri analiz etmek için kullanıldı ve 0.05 anlamlı seviye olarak kabul edildi. Çalışmanın bulguları dürtüsellik ve alt ölçekleri (plan yapmama, motor ve bilişsel dürtüsellik dahil) ve karate oyuncuların başarı düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olmadığını göstermektedir. Önceki çalışmalar bilişsel dürtüselliği yüksek düzeyde olan kişinin bir göreve odaklanmak için yetersizlik sunduğunu önermişler. Konsantrasyonun karatede önemli bir rol oynadığına gore (Hussen, 2010), yüksek dürtüsel karate atletlerin göreve odaklanmada bazı sorunları olabilir ki bu performans hatalarına ve onların daha az dürtüsel eşlerine göre daha düşük başarı düzeyine ulaşmalarına neden ola bilir. Sonuçlarının diğer kısmı motor, bilişsel ve toplam dürtüsellik ve karate katılım geçmişi arasında anlamlı ve negatif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Sosyal öğrenme kuramına gore, belirli bir spor ve maçlarda katılım geçmişi, ve deneyim kazanmak gibi çevresel faktörler, bireyin özelliklerini etkileyebilir (Bandura, 1977). Çalışmamızda motor, bilişsel ve toplam dürtüsellik ve karate atletlerın yaşları arasında bulunan anlamlı ve negatif ilişki, daha önceki çalışmalarda görülen tüm yaş aralığı boyunca dürtüsellik düşüşü ile tutarlı (örneğin, Leshem ve Glicksohn, 2007; Galvan et al., 2007; Steinberg et al., 2008). Bizim analizimiz erkek ve kadın karate oyuncuların plan yapmama, motor, bilişsel ve toplam dürtüsellik arasında anlamlı bir fark olmadığını gösterdi. Bir meta-analize göre cinsiyet farklılıkları yürütücü işlevlerle (ki dürtüsellik ile negatif ilişkilidir) anlamlı bir ilişkileri yoktur (Cross, Copping, ve Campbell, 2011, Wing, Rabin, Wass, ve George, 2013). Genel olarak bu çalışma dürtüsellik ve açık beceri sporda başarı düzeyi arasındaki ilişkinin ilk çalışmalarıdan biridir. Dürtüsellik ve performans eniyilik arasında bir ilişki bulan Dickman ve Meyer (1988), bir varsayım pekiştirmişler. Doğruluk hızdan daha fazla ödüllendirildi zaman yüksek dürtüsel kişiler düşük performans sergilediler, oysa hız doğrulukdan daha fazla ödüllendirildi zaman düşük dürtüsel kişiler bir dezavantaj sundular. Bu anlamda, dürtüsellik süreçin her iki ucundaki bireyler belirli koşullar altında bir dezavantaj yaşayabilirler.