Makale özeti ve diğer detaylar.
The aim of this study is toevaluatethetraitanxietyandemotionalintelligencelevels of Ege University, PhysicalEducationandSport School Special Ability Test participantsaccordingtocertainvariables. ThestudyadministeredSpielberger's (1964) State-TraitAnxiety Inventory (STAI) andSchutteEmotionalIntelligenceScale (SEIS) to 255 malesand 111females, a total of366 objectswhovoluntarilyparticipated in thespecialability test toattendthe School of PhysicalEducationandSport. Inthestudy, SPSS 18 softwarewasusedforstatisticalanalysis. Theresultsindicatethatthere is a significantcorrelationbetweenthetraitanxietylevelsand total emotionalintelligence. However, correlationcoefficient of anxietyandsubscales of emotionalintelligence is low. Inaddition, therearesignificantdifferencesbetweentraitanxietyandoptimismsubscale (r=,205 p<0,05);traitanxietyand total emotionalintelligence (r= ,248 p<0,05). Also, Itwasdeterminedthat in objectswhopassedthe test, theemotionalintelligenceaveragescores of man is higherthanwomen(p<0,05 ).
Günümüzde bireylerin ortaya koyacağı psikolojik becerilere, elde edeceği başarı ve performans değerlerine etki eden birçok kavram bulunmaktadır. Kaygı düzeyi, bu kavramların arasında önemli bir yer almaktadır. Özellikle yarışma öncesi ve sonrası, sporcuların kaygı düzeylerinin ve kaygı nedenlerinin bilinmesi bununla başa çıkacak olan sporcu ve eğitimciler açısından oldukça önemlidir. Duygusal zeka, gerek kendi duygularımızı gerekse başkalarının duygularını tanımayı ve değerlendirmeyi öğrenmemizde etkili olan bir kavram olarak bilinmektedir. Daha önce duygusal zeka ve kaygı ile ilgili birçok çalışma yapılmasına rağmen, bu iki değişkenin bir arada bulunduğu bir çalışma literatürde bulunmamaktadır. Bu araştırmanın amacı, Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu özel yetenek sınavına giren adayların sürekli kaygı düzeyleri ile duygusal zeka düzeylerinin bazı değişkenlere göre incelenmesidir. Araştırmaya 19.33±2.31 yaş ortalamasına sahip 255 erkek ve 111 kadın toplam 366 gönüllü kişi katılmıştır. Kişilere Shutte ve arkadaşları tarafından (1998) yapılan duygusal zeka ölçeği (Schutte Emotional Intelligence Scale (SEIS)) ve Spielberger ve arkadaşları tarafından (1964) yapılan sürekli kaygı ölçeği (State Trait Anxiety Inventory) uygulanmıştır. Verilerin İstatistiksel analizinde SPSS 18 paket programından yararlanılmıştır (p<0,05). Araştırma sonucunda bu örneklemde; sürekli kaygı ile toplam duygusal zeka, iyimserlik alt boyutu ve ifade alt boyutu arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur (sürekli kaygı ile iyimserlik alt boyutu arasında (r=,244 p<0,05); sürekli kaygı ile ifade alt boyutu arasında (r= ,245 p<0,05); sürekli kaygı ile toplam duygusal zeka arasında (r=,330 p<0,05). Ancak kaygı ile duygusal zeka alt boyutları arasında korelasyon katsayısı düşüktür. Sınavı kazanan adaylarda sürekli kaygı ile iyimserlik alt boyutu ve sürekli kaygı ile toplam duygusal zeka arasında anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur. Sürekli kaygı ile iyimserlik alt boyutu arasında (r=,205 p<0,05); sürekli kaygı ile toplam duygusal zeka arasında (r= ,248 p<0,05). Ayrıca sınavı kazanan erkeklerin duygusal zeka ortalama puanlarının kadınlardan daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0,05 ). Sınav sonucu değişkeninde sürekli kaygı düzeyine bakıldığında kazananların sürekli kaygı düzeyi ortalamaları kazanamayanlara göre daha düşük bulunmuştur(p=.02 p<0.05)(Tablo 2). Sürekli kaygı durumları düşük olan kişilerin durumları daha iyi değerlendirip, zorluklarla daha iyi başa çıkabildiklerini söyleyebiliriz. Sürekli kaygıları daha düşük olan bireylerin sınavı kazanma olasılıkları daha yüksekse, sürekli kaygısı yüksek olan bireylere bu kaygıyla baş edebilmeleri için eğitim verilmesi önemli gözükebilir. Sınavı kazanan öğrencilerin, 4. sınıftayken tekrar sürekli kaygı ve duygusal zeka düzeyleri incelenip aradaki fark bir kez daha gözden geçirilebilir. Farklı üniversitelerde bu farklılıklar ve ilişkiler araştırabilir. Duygusal zekanın gelişimine ilişkin eğitimler önerilebilir.