Makale özeti ve diğer detaylar.
İnsanın kâinata dair öznel algı ve yorumlara sahip olması son derece doğaldır. Ancak bir kişi ya da grup, kendi öznel algı ve yorumlarını başkalarına dayatmaya başladığında bunu ne ahlaken ne de hukuken doğal sayabilmek mümkün değildir. Eski Yunan'dan bugüne yaklaşık 2500 yıllık Batı Medeniyeti Tarihini incelediğimizde, güçlü ve çoğunluk olanın zayıf ve azınlık üzerinde her zaman dayatmacı bir rol üstlendiğini görüyoruz.Bu dayatmanın biçimi tarihsel şartlar doğrultusunda değişkenlik gösterip farklı olanı zaman zaman yok edici, zaman zaman baskı altına alarak asimile edici şekle bürünse de, tektipleştirici niteliği hiçbir zaman değişmemiştir.Öyle ki; Batı Medeniyetinde tektipleştirmeye yönelik baskıların, tarihsel süreç içinde hiç değişmeyen bir gelenek halini aldığını söyleyebiliriz.
It is very natural that mankind has subjective perception and comments about universe. however; when a person or a group begins to force their own subjective perception or comments on others, it is not possible to consider this natural neither morally nor legally. When it is searched the 2500 year-history of Western Civilization from ancient Greeks till today, it is clear that the one who is strong and in majority has always taken a forcing role on the one who is weak and in minority. This forcing sometimes terminated the one who was different, sometimes put pressure changing in historical circumstances. Although the shape of this forcing assumed the disguise of assimilation, it has never lost its quality of making monotype. We can say that pressures aiming uniformity throughout history have become a neverchanging tradition in Western Civilization.