Makale özeti ve diğer detaylar.
Hadisçilerin kriterlerine göre, ahkâma ilişkin konularda sahih ve hasen hadislerden başkası delil olarak kabul edilmez. Fakat sahih ve hasen hadis dışında kalan bazı zayıf hadisler, İslâm hukukçu-ları tarafından delil olarak kullanılmaktadır. İşte; senedi açısından zayıf olan bazı hadislerin, ulemâ tarafından kabul edilmesi hususu, literatürde "telakkkî bi'l-kabûl" olarak isimlendirilmektedir. Her ne kadar hadisçiler zayıf olduğunu söyleseler de fukahâ vâkıaya uymayı daha evlâ görmüştür. Kısacası; ulemânın/ümmetin kabul telakkisi, zayıf hadisle amel edilebileceği gerçeğini doğurmuştur.
According to Muhaddithun criterias, about the issues on provisions, it is not accepted as an argument, except sahih and hasan hadiths. However, some weak hadiths are being accepted as an argument. This situation (acceptance of some weak hadiths due to the uncertainty caused by sanad by scholars) is defined as "Telakki bi'l-kabul". Although traditionists consider a hadith as a weak, Muslim canonists approve that following the incident much more suitable. In short, scho-lars/ummah's general acceptance on issues leads to the fact that is permissible to act in accordan-ce with weak hadith.