Makale özeti ve diğer detaylar.
İslam düşünce tarihinde ortaya çıkan önemli konulardan biri de Tanrı'nın sıfatları problemidir. Sıfat-lar meselesi, insanın Tanrı tasavvurunu ortaya koyduğu gibi, Tanrı ile gireceği ilişkinin mahiyetini belirlemede de önemli rol oynamaktadır. İslami gelenekte, özellikle kelamcılar elinde söz konusu problem daha ziyade metafizik anlamda ele alınmış, ilahi sıfatların insan ile olan ilişkisel boyutu göz ardı edilmiştir. Tanrı'nın tenzihi bağlamında ortaya atılan böylesi bir yaklaşımın, ahlaki anlamda ortaya çıkaracağı sorunlar adeta görmezden gelinmiştir. Bu makalede, İslam düşünce tarihinin önemli isimlerinden Farabi'nin görüşleri çerçevesinde, bazı sıfatları merkeze alarak ahlaki bir bakış açısıyla konuyu ele almaya çalışılacak ve bunu yaparken de Tanrı-İnsan ilişkileri çerçevesinde öz-gürlük kavramı anahtar olarak kullanılmaya özen gösterilecektir.
The question of divine attributes is one of the important problems in the history of Islamic thought. This question not only reveals man's conception of God but also plays an important role in determi-ning the nature of his relation with Him. This question has been addressed in Islamic intellectual tradition mostly in metaphysical terms especially by the scholastic theologians, ignoring the relati-ons that the divine attributes bear with the human being. This approach is held to assure the trans-cendence of God, but its ethical implications are almost totally ignored. This article is meant to treat the ethical implications of divine attributes with reference to the views of al-Farabi with a special emphasis on the notion of freedom in God-human relations.