Makale özeti ve diğer detaylar.
Osmanlı Devlet'inde köle konusunu çalışmak için öncelikle arşiv kaynakları arasında yer alan gümrük defterlerini ala almak ve incelemek gerekmektedir. Bu defterler sayesinde imparatorluk sınırları içerisine giren köleleri, en azından kayıtlı olan köleleri tespit etmek mümkün olabilecektir. Çünkü Osmanlı Devleti, kölelerden gümrüklerde pençik resmi adı altında bir vergi alıyordu. Her bir köleden alınan bu verginin bize köle sayısını tanımlamamızda yardımcı olacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bende buradan hareketle Pençik resmi veya vergisi hakkında bilgi verdikten sonra Osmanlı Devletinde en önemli köle pazarlarından birinin bulunduğu başkent İstanbul'un 1606- 1607 tarihli gümrük defterini ele alarak bu sayede Karadeniz limanlarından İstanbul'a gelen kölelerin bir analizini yapmak amacındayım. Çalışma gümrük defterinin verdiği bilgiler dâhilinde sınırlandırılacaktır.
It is necessary to examine the customs registers that are among the archive resources in order to investigate the issue of slavery in the Ottoman Empire. With the help of these registers, it will be possible to identify the slaves that were in the borders of the empire, at least the ones that were registered. The Ottoman Empire was collecting a tax called the pençik (pendjik) resmi from the slave merchant (esirdji) or slave ownership. It is impossible not to take this tax collected from each of the slaves into consideration while defining the number of slaves in the Empire. Starting from this point, I inform the reader about the pençik tax, and then I would like to analyze the slaves that arrived at Istanbul through Black Sea ports by examining the customs register dated 1606-1607 for Istanbul, which was one of the most important slave markets in the Ottoman period. This study will be limited to the information, taken from the customs register.