Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu makale Türkiye’de dinin millilestirilmesi ile ilgili farklı projeleri içermektedir. Đlk önerilen projeler Đslam ve laikliğin birarada yasayabilmesini sağlayabilecek felsefi temelden yoksun oldukları için basarılı olamamıslardır. Dinin millilestirilmesi konusunda daha önce yapılan çalısmalardan farklı olarak bu makale konuyu Soğuk Savas dönemine tasıyarak Türk-Đslam Sentezi’nin dinin millilestirilmesi çabalarının ulastığı son asama olduğu tezini vurgulamaktadır. TĐS’in Atatürkçülük rejimini değistirme gibi bir hedefi olmaması ve Đslam’ın milliyetçilik, laiklik ve Atatürkçülük ile uyum içinde olduğu görüslerini savunması TĐS’in aranan milli din olmasa bile Đslam ve laik devlet arasında bir sistem ayarlaması yapmasını sağlamıs ve Đslam’ın gayr-i resmi olarak Türklük tanımına dahil olmasını sağlamıstır.
This article traces the origins of various proposals to nationalize Islam in Turkey. The initial Turkish proposals failed because none of them had a feasible philosophical base to facilitate the co-existence of Islam and secularism. Aside from the previous studies on the nationalization of Islam, this article carries the topic to the Cold War by arguing that the Turkish-Islamic Synthesis was the last stage on the nationalization of Islam. Since TIS had no vision to alter the official ideology, Kemalism, and it claimed the compatibility of Islam, nationalism, secularism as well as Kemalism, it fulfilled the need of a national religion the Turkish state envisioned but it created a de facto Turkish national identity that made Islam a prerequisite for Turkishness