Makale özeti ve diğer detaylar.
II. Dünya Savaşı sonrası Sovyetler Birliği ile yaşanan gerilim Türkiye'nin dış tehdit algısında bu ülkeyi ön plana çıkardı. Sovyet yayılmacılığının Ortadoğu'ya yönelmesi, hem Türkiye'nin hem de müttefiklerinin Ortadoğu'ya olan ilgisini artırdı. Türkiye, zaten ilişkilerinin iyi olmadığı Suriye'nin Sovyetler Birliği ile yakın ilişki içine girmesini kendisine karşı bir hareket olarak yorumladı. Türkiye'nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri'de (ABD) bu yakınlaşmadan rahatsızdı. Soğuk Savaş'ın iki büyük tarafı ABD ve Sovyetler Birliği'ni Ortadoğu'da karşı karşıya getirecek olan bu yakınlaşma ve Türkiye'nin buna tepkisi bu makalenin ana konusundur. Bu makalenin amacı Suriye ile Türkiye'yi 1957 yılında karşı karşıya getiren krizin tarihsel ve siyasal nedenleri ile sonuçlarını ortaya koymaktır.
The tension between Turkey and the Soviet Union after World War II brought this country to the forefront of Turkey's perception of external threat. The Soviet Union's orientation towards the Middle East for expansionism increased Turkey's and her allies' interest in the Middle East. Turkey interpreted the beginning of good relations between the Soviet Union and Syria, with whom Turkey was not on good terms, as a counteraction against her. Along with Turkey, it was also known that the USA was discomforted by this convergence. This article focuses on the convergence which confronted the USA and the Soviet Union, the two big opponents in the Cold War, in the Middle East and Turkey's reaction to the events that occurred during this period. By focusing on the aforementioned events, this article aims to set forth the historical and political reasons and the results of the crisis that confronted Syria and Turkey in the year 1957.