Makale özeti ve diğer detaylar.
Bir önermeye inanıp inanmama konusunu kanısal (doxastic) olarak irdelemeye başladığımızda, derhal kendimizi o önermenin doğruluğuna dair kanıt bulmaya zorlanmış hissederiz. Filozoflar, kanısal irdelemenin bu özelliğine ‘saydamlık’ adını vermişlerdir. Bu çalışmada, inanç etiği konusunda pragmacılarla kanıtsalcılar arasındaki fikir ayrılığını gidermenin saydamlık kavramının doğru açıklanmasına bağlı olduğunu savunmaktayım. Saydamlık, inançla ilgili kavramsal bir gerçekliği yansıtır varsayımında bulunuyorum: bir p inancı, ancak ve ancak p ise, doğrudur. Bu normatif gerçeklik, inanç için yalnızca kanıtın neden olabileceğini gösterir. Her ne kadar kanıtsalcılık, doğrudan kanıtsal-olmayan nedenlerle inanamayacağımız şeklindeki sırf psikolojik gerçekliğin bir sonucu olmasa da, neden öyle yapamayacağımızı açıklayan inançla ilgili normatif kavramsal gerçekliğin bir sonucudur.