Makale özeti ve diğer detaylar.
Son yıllarda, değişik yazarlarca Yeni Bölge Bilimi olarak tanımlanan çalışmaların farklı yöntembilimsel konumlardan hareketle, (yerel ve bölgesel) iktisadi kalkınmada (örtük) bilgiye verilen önem bakımından giderek birbirlerine yakınsadıkları gözlenmektedir. Hem bu yakınsama hem de bu yakınsamanın kaynağı olan bilginin iktisadi kalkınmadaki artan rolü ciddi bir incelemeyi hak etmektedir. Bir yanda Yeni Büyüme Kuramı ile iç içe geçen Yeni İktisadi Coğrafya akımı, diğer yanda Evrimsel ve Kurumsal İktisat ile iç içe geçen Bölgesel Çalışmalar, bilgi üzerine olan ortak vurguları nedeniyle artan oranda birbiriyle örtüşmekte ve yöntembilimsel sınırlarını zorlamaktadırlar. Bu bağlamda, bu çalışma, farklı yöntembilim-sel konumlarda bulunan kuramsal çerçevelerin ne ölçüde birbirine yakınsadığını tespit etmekte ve bu çerçevede bütüncül olmanın niteliksel ve niceliksel yanlarını ortaya koymaktadır.
In recent years, it has been observed that departing from the different methodological positions some studies named by various authors as the New Regional Science has converged to each other in their common focus upon the increasing role of (tacit) knowledge in (local and regional) economic development. Both this convergence and the source of it, the role of knowledge in economic development, deserve a serious inquiry. The New Economic Geography movement collaborating with the New Growth Theory and the Territorial Studies collaborating with the Evolutionary and Institutional Economics have converged to each other and challenged their methodological boundaries thanks to their common focus upon knowledge. Within this context, this paper identifies the extent at which theoretical frameworks belonging to different methodological positions have converged to each other, and the qualitative and quantitative aspects of this holistis effort.