Makale özeti ve diğer detaylar.
Bir ülkede meydana gelen para, bankacılık, dış borç, ödemeler dengesi veya reel sektör krizleri makro açıdan ülke ekonomisini, mikro açıdan da işletmeleri genellikle olumsuz yönde etkiler. Krizle birlikte ortaya çıkan döviz kuru artışları, para ve sermaye piyasasındaki gelişmeler, değişken faizli borçlanma-dan kaynaklanan finansman giderleri, düşük kapasite kullanımından doğan boş kapasite maliyetleri işletmenin mali tablolarını da doğrudan etkiler. Etkinin büyüklüğü ve yönü krizin niteliğine ve uygulanan muhasebe politikasına göre değişir. Bu bakımdan kriz dönemlerinde uygulanan muhasebe politikaları ve krizin mali tablo üzerindeki etkisi olağan faaliyetlerden ayrı bir başlık altında veya mali tablo dipnotlarında raporlanmalıdır. Zira bu, muhasebenin tam açıklama, sosyal sorumluluk ve kamunun aydınlatılması ilkelerinin bir gereğidir.
Economic crisis such as banking, foreign debt, balance of payments and reel sector affect negatively both economy and business in terms of macro and micro respectively. Most direct effect of the crisis on accounting occurs in financial statements. Reflection of the crisis on financial statements have realized through exchange rate increases, irregularity in money and capital markets, financial costs emerging from variable-based interest rate, and costs derived from idle capacity usage. The greatness of the effect and its direction depends on character of the crisis and accounting policies adapted. Therefore, adapted accounting policies in the period of the crisis should be disclosed in footnote of financial statements. If needed, the effect of the crisis on financial statements should take place in financial statements under a separate title. This approach is more consistent with public disclosure and accounting principles such as full disclosure and social accountability.