Makale özeti ve diğer detaylar.
1994 Ruanda Soykırımı, Nazi Almanyası’nda gerçekleştirilen Yahudi Soykırımından sonra dünya tarihinde en büyük ikinci soykırımdır. 1994 yılında 100 gün gibi çok kısa bir süre içinde yaklaşık bir milyon Tutsi ile muhalif ve ılımlı Hutu vahşice katledilmiştir. Tutsileri hedef alan Ruanda Soykırımı planlı ve sistematik bir soykırım olmakla beraber etnik ayrışma ve kine dayanmaktadır. Soykırımın ardında etnik, siyasi, sosyolojik, ekonomik ve psikolojik nedenler gibi pek çok sebep yatmaktadır. Batılı koloniyel güçler, koloni döneminde Ruanda’da etnik kimliklerin ortaya çıkmasına ve etnik ayrışmanın artmasına neden olmuştur. Bu makalenin amacı, Batı tarafından yaratılan etnik ayrışmanın sonunda ortaya çıkan soykırıma Belçika ve Fransa gibi Batılı koloniyel güçlerin etkisini ve başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplumun soykırıma karşı tepkisizliğini değerlendirmektir.
1994 Rwandan Genocide is the second biggest genocide in the world, after the Jewish Holocaust. Approximately one million Tutsi and opponent and moderate Hutu were savagely slaughtered in a very short time span of 100 days in 1994. Rwandan Genocide targeting Tutsi people is a planned and systematic one based on ethnic segregation and hatred. Many reasons such as ethnical, political, sociological, psychological and economic ones underlie the Rwandan Genocide. Western Colonial Powers provoked ethnic identities and helped ethnic segregation to increase in Rwanda during the colonial time. The aim of this article is to evaluate the impact of the Western Colonial Powers such as Belgium and France on the genocide which occurred as a consequence of the ethnic segregation created by the West and the inaction of the international community, mainly the United Nations, towards the Rwandan Genocide.