Makale özeti ve diğer detaylar.
Kötülük ve Tanrının yarattığı tüm yaratıkları üzerindeki hakimiyeti sorunu, İsrailli olan ve olmayan tüm düşünürlerini asırlar boyu zihinlerini meşgul etmiştir. Tanrı, niçin kötülüklerin yapılmasına ve günahların işlenmesine izin vermektedir? Acaba niçin Tanrı, bu kadar çok kötülüğün ve günahın serpilip kök saldığı bir dünya tasarımında bulunmuştur? Bu dünyanın kötülük ve günahkarlık içeriği, ile, her şeye kadir olan ve iyilikle dolu olan Tanrının bu dünyayı insanların yararı niyetiyle yaratmış olduğu inancını nasıl uzlaştırabiliriz? Tanrının adaleti ile insanoğlunun günahkâr yaradılışının anlamı ne olabilir? İsraillilerin dinsel ahlağı, toplumun kötülüklerin yükselmesine karşı korunmasıyla çok fazla ilgilenmiştir. Ahlaki eylemin özü, komşu sevgisi duygusuna aşırı derecede odaklaşmış olmasıdır. Eski Ahitte (Leviller 19: 18) İsraillilerden, 'komşunu kendin gibi seveceksin' buyruğuna uymalarını şart koşmaktadır.
The problem of evil and the God's sovereignty over all creatures preoccupied the minds of jewish and nonjewish thinkers throughout the centuries. Why does God permit evils and sins ? Why did God design a world in which so much evil and sin are permitted to flourish? How can we reconcile the existence of evil with the belief in a God who is powerful and all good and who created the world for a beneficient purpose? What is the meaning of God's justice and of evil nature of human being? Jewish ethics is very much concerned with the protection of society against the perpetration of evil. The heart of ethical action is concern, it is the feeling of neighbour love. The Bible (Leviticus 19:18) demands of jews, 'you shall love your neighbor as yourself.'