Makale özeti ve diğer detaylar.
The new mode of Internet, called Web 2.0, is a place which people actively use to share their emotions, thoughts, experiences, and memories on a daily basis. Additionally, they do not only share all of these in written format, but also express themselves visually by using photos and videos through social networks. In Web 2.0 and its phenomenon characteristic User Generated Content (UGC), consumers not only create their own advertisements but also act in them. This could be very beneficial for marketers in terms of understanding customers and reaching a wide range of target audiences. However, this situation shifts the balance of power from marketing practitioners to Internet users, which could create serious challenges for the marketing world. Consumers can promote a product but they can also jeopardize its brand equity, which can be mitigated by brand owners keeping close tabs on consumers. This article aims to provide a clearer understanding of user generated content platform, which would enables consumers to involve directly in advertising process. Additionally, the article discusses how user generated advertising (UGA) is an important and contentious issue, because in a positive context it enables companies to gain brand ambassadors if they are satisfied enough, while in a negative context it might create anti-brand spokesmen and activists when they are not happy with brands. This conceptual analysis is designed to provide companies the perspective needed to develop new advertising and marketing communications strategies using a new user-driven approach to marketing.
Web 2.0 olarak adlandırılan yeni internet ortamı, insanların duygularını, düşüncelerini, deneyimlerini ve anılarını günlük paylaşabildikleri bir platformdur. Yazılı formattaki bütün bu paylaşımların yanı sıra sosyal ağlar üzerinden aktarılan videolar ve resimler sayesinde kullanıcılar, kendilerini görsel olarak da ifade edebilmektedirler. Web 2.0 ve onun bir yansıması olan kullanıcıların ürettiği içerikte tüketiciler, kendi reklamlarını üretmekle kalmayıp ürettikleri reklamlarda yine kendileri rol alabilmektedirler. Bu durum, müşterileri daha iyi anlama ve daha geniş kitlelere hitap edebilme anlamında pazarlamacılara büyük fayda sağlamaktadır. Öte yandan, güç dengesini pazarlamacılardan internet kullanıcılarına doğru kaydırdığından söz konusu durum beraberinde ciddi kaygıları da getirmektedir. Tüketiciler, bir ürünü markayı yüceltebilecekleri gibi marka değerine zarar verici de olabilirler. Olası olumsuzluk ise ancak marka sahiplerinin tüketicileri yakından takibi ile minimize edilebilmektedir. Bu makalede tüketicilerin doğrudan reklam sürecine dahil olmasına olanak sağlayan kullanıcıların ürettiği içerik kavramına daha net bir anlayış getirmek amaçlanmaktadır. Kullanıcıların ürettiği reklamlar (KÜR), her geçen gün daha fazla dikkat çeken bir o kadar da tartışmalı bulunan bir kavramdır. Olumlu açıdan bakıldığında eğer yeterli tatmin yaratılmışsa KÜR, kurumun bir marka elçisi kazanmasını sağlayabileceği gibi herhangi bir memnuniyetsizlik karşısında marka aleyhine konuşanlar ya da aktivistler ile karşılaşılmasına yol açabilecektir. Bu kavramsal çözümleme, kurumların kullanıcı odaklı bir yaklaşıma sahip yeni reklam ve pazarlama iletişimi stratejileri geliştirmede gereken perspektifi ortaya koymak üzere tasarlanmıştır.