Makale özeti ve diğer detaylar.
En önemli avangart hareketlerin sinemanın ilk doğuş yıllarında meydana gelmiş olması oldukça düşündürücüdür. Sinema tarihinin ilk yıllarında ortaya çıkan empresyonist, dadaist ve sürrealist film örneklerinde olduğu gibi avangart olma özelliği taşıyan, filmin özgünlüğünün ve sanatsal kimliğinin ortaya çıkarılması macerasına yön verecek düzeyde belirleyici olan sanat hareketlerine daha sonraki dönemlerde rastlanmamaktadır. 1940 ve 1950'li yıllardan itibaren adını duyuran film noir, psikolojik gerçekçilik, yeni-gerçekçilik, yeni dalga gibi akımların hiçbiri, 1915 ve 1930 arasında sahne alan, sistemin dışında kalan, karşı duran, yıkan ve dönüştüren ilk karşı-hareketler kadar avangart olma özelliği taşımamaktadırlar. Sinemanın varoluş ve kendi kimliğini oluşturma kavgası verdiği ilk doğuş yılları her türlü tartışmanın, sanat akımlarının, benzer ve karşıt yönelişlerin bir arada filizlendiği, gelişmekte olan film sanatının karakteristik özelliklerinin belirlendiği bir dönem olarak önem arz etmektedir. Bu bağlamda çalışma, ana-akım sinemasının dönüşüm sürecinde önemli etkileri olan ilk avangart hareketler olan empresyonist film örneklerini dönem şartları içinde ele alarak sorgulamaktadır. Ayrıca çalışma, diğer akımlara nispetle gereğince incelenmemiş olan empresyonist filmlerin gerçeklikle olan sorunsal ilişkisinin sinemanın gelişme sürecini nasıl ve hangi yönde etkileyebileceği sorusuna cevap aramaktadır.
It is quite thought-provoking that the most important avant-garde movements occurred in the early emerging years of the cinema. Nevertheless, no examples of such art movements – that were similar to the examples of the Impressionistic, Dadaistic and Surrealistic movies, which appeared in the early years of the History of the Cinema – bearing the qualities of being an avant-garde and being are so defining that would guide the adventure of the emergence of the film's authenticity and artistic identity have been observed in the later periods. As a matter fact, none of those movements that emerged from 1940 and 1950's, e.g. film noir, psychological realism, neo-realism, new wave, etc., bear the qualities of being an avant-garde to reach the level of the counter-movements that came upon the stage between 1910 and 1930, remaining outside of the system, opposing, destroying and transforming. In fact, the early years of the emergence of the cinema, when it fought to exist and form its peculiar identity, exhibit uttermost significance as a period wherein all kinds of discussions and arguments, art movements, similar and opposing movements emerged together and, again, wherein the characteristic features of the developing movie art were determined. In this respect, this study elaborates upon and examines – in consideration of the conditions of the related periods - the examples of impressionistic movies, which actually were the first avant-garde movements that exerted significant effects on the transformation process of the mainstream movies. What is more, this study seeks an answer to the question 'How and in what direction the problematic relationship with realism of impressionistic films, which have not been duly studied in comparison to the other movements is, likely to influence the development process of the cinema.