Makale özeti ve diğer detaylar.
Küreselleşme, kapitalist ekonomik sistemi desteklemekte ve ulus-devletleri ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel, hukuki alanlarda belli bir kalıba sokmaya çalışmaktadır. Diğer yandan küreselleşme, ulus-devletleri bölgesel manada parçalamaya da çabalamaktadır. Nitekim küresel sermayeden de destek alarak küreselleşme, siyasal alanda ulus-devletlerin geleneksel yapısını, yetki ve işlevlerini farklı bir boyuta taşıyarak gücünü bölmektedir. Netice olarak ulus-devletlerin kendi geleceklerine ilişkin olarak serbest siyasa kararlaştırma ve uygulama girişimleri sekteye uğramaktadır. Bu makalede, küreselleşme ve küresel sermayenin eşgüdümüyle ortaya çıkan yeni dünya düzeni perspektifinden hareketle küreselleşme kavramı ve sermaye hareketlerinin ulus-devletler üzerinde yarattığı egemenlik krizleri ele alınmıştır.
Globalization upholds the capitalist economic system and intends to stereotype nation states in terms of economic, political, social, cultural and legal aspects. On the other hand, globalization also attempts to regionally dismember nation states. As a matter of fact, globalization, which is supported by the global capital, splits the power of the nation states by means of adding another dimension to their traditional structures, powers and functions. Consequently, national states' attempts to determine free market regarding their own future and attempts to implement the same are interrupted. This article discusses the sovereignty crisis created on nation states by the globalization concept and capital movements with reference to perspective of the new world order that emerged with the coordination of globalization and global capital.