Makale özeti ve diğer detaylar.
The issues in the Middle East directly affect Turkey’s interests from security to economy. However, during the Cold War, Turkey did not involve directly and influentially to the Middle Eastern affairs. The political atmosphere arose after the Cold War, especially in the beginning 2000s, gave some opportunity and/or encouraged Turkish decision makers to pursue a new policy. Turkey as it develops and continues its relations with the West and the rest of the World, tried to set a new model of relations depend on mutual respect, recognition of territorial integrity and constructing trust building relations with the regional countries in every level. This article focuses on Turkish new foreign policy toward the Middle East and reflects the perceptions in Syria and Lebanon. From these perceptions, the article claims that Turkish new diplomatic initiatives would likely to continue and will be appreciated by all sides as long as the search for stability in the region prevails.
Orta Doğu’daki gelişmeler güvenlikten ekonomiye Türkiye’nin çıkarlarını doğrudan etkilemektedir. Bununla beraber Türkiye Soğuk Savaş döneminde Orta Doğu’daki gelişmelere doğrudan ve etkili bir şekilde müdahil olmamıştır. Soğuk Savaş sonrasında oluşan yeni siyasi ortam ve özellikle de 2000’li yıllar, Türkiye’nin farklı politikalar izlemesine olanak sağlamış ve/veya karar vericileri bu konuda cesaretlendirmiştir. Yeni dönemde Türkiye bir yandan Batı ve dünyanın diğer bölgeleriyle ilişkilerini sürdürüp geliştirirken, diğer yandan Orta Doğu ülkeleriyle hemen hemen her seviyede karşılıklı saygıya, toprak bütünlüğüne ve güvene dayalı yeni bir ilişki modeli oluşturmaya çalışmıştır. Bu çalışma, Türkiye’nin yeni Orta Doğu politikası ve bu politikanın Suriye ve Lübnan’daki algılamaları üzerinde durmaktadır. Bu algılamalardan hareketle makale, Türkiye’nin bölgeye yönelik yeni diplomatik girişimlerinin süreceğini ve bölgede istikrar arayışı sürdükçe, bu girişimlerin bütün kesimler tarafından takdir edileceğini iddia etmektedir.