Makale özeti ve diğer detaylar.
Yeni Lisan hareketinin öncüsü olan Ömer Seyfettin, XX. yüzyılın milliyetçilik asrı olduğunun farkına varmış bilinçli bir aydındır. Yazar, “Yeni Lisan” başlıklı yazılarında ülkenin içinde bulunduğu buhrandan kurtulabilmesi için ulus olmanın gerekliliğinden söz eder. Ona göre dil, bir milleti bir araya getiren başat unsurdur. Ömer Seyfettin yalnızca teorisyen olmakla kalmaz, “Yeni Lisan” anlayışı çerçevesinde şiirler ve hikâyeler de kaleme alır. Onun “Fon Sadriştayn’ın Oğlu” adlı hikâyesi hem üslubuyla hem de verdiği mesajlarla dikkat çeken bir metindir. Bu makalede Ömer Seyfettin’in fikirlerini, söz konusu hikâyeye nasıl taşıdığı irdelenmeye çalışılacaktır.
Omer Seyfettin, the pioneer of “Yeni Lisan Movement”, is a revolutionist who had noticed that the twentieth century is the nationalism age. In his “Yeni Lisan” headed articles, the author asserts that the society has to be a nation, the country can save from the big crisis merely by this way. According to Omer Seyfettin, a language is the fundamental concept which congregates the whole nation. He is not only a theorist but also a prolific author who writes articles, essays, poems, and short stories in the context of “Yeni Lisan Movement”. One of these, “Fon Sadriştayn’ın Oğlu” story is a noteworthy text because of its style and messages. In this paper we will consider how Omer Seyfettin reflects his ideas to this short story.