Makale özeti ve diğer detaylar.
In this article, I explore young Marx’s theses on man, alienation and communism from a critical point of view. I argue that Marx’s thought fits well within the tradition of modern subject metaphysics which culminates in Hegel’s philosophy. Marx’s attempt at interpreting human essence in terms of labor and production belong directly to this context of subject metaphysics. I also take issue with the social-political implications of this undestanding of man. Then I have recourse to Aristotle’s political thought, his reflections on polis, as a comparative case. Both thinkers recognize man’s communal nature but intrepret it in entirely different ways.
Bu makalede genç Marx’ın insan, yabancılaşma ve komünizm üzerine tezlerini eleştirel bir şekilde ele alıyorum. Marx’ın düşüncesinin Hegel felsefesinde zirveye varan modern özne metafiziği geleneğine çok iyi oturduğunu savunuyorum. Marx’ın insanın özünü emek ve üretim çerçevesinde yorumlama girişimi doğrudan bu özne metafiziğinin bağlamına aittir. Ayrıca bu insan anlayışının toplumsal-politik imalarını da tartışıyorum. Sonrasında bir mukayese fırsatı olarak Aristoteles’in siyaset düşüncesine, polis hakkındaki fikirlerine yöneliyorum. Her iki düşünür de insanın asli toplumsal/komünal doğasını kabul etmekte, ancak bunu oldukça farklı biçimlerde yorumlamaktadırlar.