Makale özeti ve diğer detaylar.
Sivil toplum kuruluşları, gerek kuramsal bazda gerekse uygulamada, demokratikleşme sürecinin önemli bir değişim aracı olarak kabul edilmektedir. Bunun canlı bir örneği Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde gözlenebilir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne adaylığının resmen açıklandığı 1999 yılından bu yana Avrupa Birliği Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarına artan oranda bir destek sunmaktadır. Buna paralel olarak, sivil toplum kuruluşlarına yönelik Türkiye'deki hukuksal çerçeve önemli ölçüde iyileştirilmiştir. Ancak, bu makale, tüm bu olumlu gelişmelere rağmen sivil toplum kuruluşlarının örgütsel kapasite yetersizliği gibi yapısal ve ortak hareket edebilme gibi sivil toplumun özüne yönelik birçok sorunu henüz aşamadıklarını göstermektedir. Bu sebeple, bu makale Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin henüz güçlü birer aktörü olamadığını savunmaktadır.
Civil society organizations are considered as an important agent of change in democratization process both theoretically and in practice. A vivid example of this can be observed during Turkey's accession process to the European Union. The European Union has been extending increasing amount of support to civil society organizations in Turkey since Turkey's official announcement of candidacy to the European Union in 1999. In parallel to this, legal environment in Turkey relating to civil society organizations has considerably been improved. However, this article shows that despite all these positive developments civil society organizations could not overcome structural problems such as lack of organizational capacity and problems relating to the essence of civil society such as capacity for common action. For this reason, this article argues that civil society organizations in Turkey are not yet a strong actor in Turkey's democratization process.