Makale özeti ve diğer detaylar.
İslam'ı şayet bir taraftan işaretler ve sembollerden oluşan dini bir sistem, diğer taraftan da dünyevi çıkarların, psikolojik motivasyonların ve manevi maksatların birleşmesi ile hayat bulan dini bir fenomen olarak anlarsak, o zaman ondan bir din olarak söz etme hakkına sahip oluruz. Burada İslam ve din kavramına verilen anlamdan açıkça görülen o ki anlam, Batı'da genellikle verilen anlamdan çok farklıdır.1 Genel bir "din" kavramına sahip olma girişimlerinde Din Bilimleri iki temel yönelim arasında tereddütte kalmış gibi gözükmektedir. Birinci yönelim, kavramsallaştırmalarla tanımlamaları her ciddi araştırmanın ve her yorumun ön şartları olarak değerlendirmektedir. Şu halde bir disiplin, konusu ve araştırma konusunu inceleme metotları ile farklılık kazanır. İkinci yönelim, tersten işlemekte ve başka verilerden farklı olan "dini" verilerin sorgulanmasından hareketle dini, tümevarım şeklinde kavramsallaştırmaktadır. Bu olguların ve yapılan yorumların incelenmesinden hareketle ve birbirini takip eden sınırlarla sonuç itibariyle araştırma konusunu oluşturan ve bazı durumlarda indirgenemez olan temel bir bütünün sınırlarını çizmeye sevk eden şey, ampirik bir tercihtir.