Makale özeti ve diğer detaylar.
Örgütü aynı zamanda bir beşeri etkileşim alanı olarak varsayan görüşün temellerinin
30’lu yıllarda atıldığı kabul edilir. Bu dönem, birey‐grup ilişkisine yönelik savları
ile İnsan İlişkileri Yaklaşımının gelişmeye başladığı dönemdir. Özellikle örgütsel
yaşamda insan unsuruna yönelik yapılan araştırmaların bulguları, işten daha fazla
verim alabilme konusunda “umut verici gelişmelerin” yaşanmasına yol açarken,
diğer yandan derinden yanıt bekleyen daha birçok sorunun varlığının da habercisi
olmuştur. Bireylerin ve grupların karmaşık davranışlarını örgütün yapı ve işleyiş
özellikleri içinde açıklama ihtiyacı, giderek farklı disiplinlerin ortak katkısına başvurmayı
gerektirmiş ve bu genişleme ile birlikte İnsan İlişkileri Yaklaşımı 1950’li
yıllarda Örgütsel Davranış disiplini olarak gelişmesine devam etmiştir.