Makale özeti ve diğer detaylar.
The present analysis is intended to shed light on Joseph Conrad's sense of space and the intrinsic relationship between the public and private spaces in The Secret Agent. The characters who are alienated to the public spaces and who develop a fear of those spaces are confined to the private and domestic spaces which are mainly thought to provide some comfort and peace. As opposed to this common idea, domestic spaces never provide any refuge for the characters. They are caught between these two spaces. The dilemma between the public spaces and private spaces are so effective that it is possible to see its effects upon the characters. The Secret Agent certainly seems to be in the grip of Conrad's ironic portrayal of the characters who are confined to the domestic spaces as a result of living a double life like secret agents. The public spaces intrude upon the domestic spaces with adverse effect. The characters develop double lives in their relationships with others. Conrad's extremely ironic tone emphasizes and reveals the chaos present in each character's relationships. The novel is based upon the tension between the public and the private, domestic spaces. Conrad's perspective is reflective of a society suffering from the tension between the two spaces. The domestic spaces mirror the public spaces.
Bu çalışma Joseph Conrad'ın Gizli Ajan isimli romanında Joseph Conrad'ın mekan anlayışını, özel ve kamusal uzam arasındaki temel ilişkiyi aydınlatmayı amaçlamaktadır. Kamusal uzamlara yabacılaşan ve kamusal uzam korkusu geliştiren karakterler kendilerini esasen biraz sükûnet ve barış sağladığına inandıkları özel ve iç uzamlara kapatmaktadırlar. Genel kanının aksine, iç uzamlar asla karakterler için bir sığınak sağlamamaktadır. Karakterler bu iki uzam arasında sıkışıp kalmışlardır. Bu iki uzam arasındaki ikilem o kadar büyüktür ki karakterler üzerindeki etkilerini görmek her zaman olasıdır. Roman, gizli ajanlar gibi ikili bir yaşam sürmenin sonucu olarak iç uzamlara sıkışıp kalan karakterleri Conrad'ın ironik bakış açısıyla vermektedir. Kamusal uzamlar olumsuz bir etkiyle iç mekânları işgal etmektedir. Romandaki karakterler başkalarıyla olan ilişkilerinde ikili bir yaşam tarzı geliştirmektedirler. Conrad'ın oldukça ironik olan tonu karakterlerin ilişkilerinde var olan kaosu vurgulamakta ve göz öüne sermektedir. Roman kamusal uzamlarla, özel, iç uzamlar arasındaki gerilim üzerine kurgulanmıştır. Conrad'ın bakış açısı iki uzam arasında sıkışıp kalmaktan sıkıntı yaşayan bir toplumu yansıtmaktadır. İç uzamlar kamusal uzamları yansıtmaktadır.