Makale özeti ve diğer detaylar.
Nebevî Sünnet’i, mutlak olarak spesifik bir muhtevâ ile dolu (bir sey) olmaktan çok, genel bir semsiye kavram olarak gören Fazlurrahman’a göre: Sünnet, cemaatin icmâi ile özdestir ve dolayisiyla ilim adamlarinin içtihadi ile siyasi otor itelerin devleti gün be gün yönetirken yaptiklari içtihadlari da içermektedir. Ilk dönemin kadilari, fakihleri, teorisyenleri ve siyâsîleri, Nebevî modeli (sünnet), Müslümanlarin ihtiyaçlarini göz önünde bulundurarak yorumlamislardir. Her nesilde ortaya çikan malzeme, yasayan sünneti olusturmustur. Su halde hadis, bu yasayan sünnetin sözlü bir biçimde yansimasindan baska bir sey degildir. Fazlurrahman bu iddialarini ispat sadedinde, bazi yorum ve aklî çikarimlarinin yani sira birtakim tarihi belge ve bilgileri de mesned olarak zikretmektedir. Delil olarak sunulan bu tarihi belgelerden, bizim büyüteç altina almaya çalistiklarimizla ilgili olarak açikça görülmektedir ki bunlar, Fazlurrahman’in iddialarini teyid etmekten uzaktir.