Makale özeti ve diğer detaylar.
Son yüzyılda Avrupa'da ve Sovyetler'de hakkında en çok araştırma yapılan XIII. Yüzyıl büyük Türk bilgini Nasreddin Tusi, ülkemizde ansiklopedik bilginin dışında, pek fazla tanınmamaktadır. Oysa ki, onun en önemli yapıtı sayılan Ahlak-ı Nasiri adlı eseri İslam Dünyasında ilk sistematik ahlak kitabı olarak kabul edilmiş, orta ve yakın doğuda yüzyıllarca ders kitabı olarak okutulmuştur. Merağa gözlemevinin kurucusu olarak ta bilinen Tusi'nin bu eserinin en temel özelliği, yöntem açısından bugünkü bilimsel yaklaşımlara benzer bir yaklaşım sergilemesi; bireysel gelişme ve erdemlilik, sosyo-ekonomik, politik ve kültürel yapıyla ilgili pek çoğu günümüz toplumları içinde geçerli olabilecek bir fikri muhteva ve ifade gücüne sahip olmasıdır. Tusi, toplumları fonksiyonel bir yapı içinde ele alır; ekonomiye, işbölümü ve adalete çok önem verir ve toplumları bu açıdan gelişmişlik düzeyine göre sınıflandırmaya tabi tutar. İlahiyat konularında özellikle Şii kelamla ilgili pek çok eser veren Tusi, yaşadığı dönem itibariyle uzlaştırıcı bir tavır sergiler. Felsefi gelenekten de yararlanarak, dini toplumlar için önemli bir kurum olarak görür. Onun belki de en dikkate değer yönü, bilim ve bilimsel araştırmalara olan tutkusudur.