Makale özeti ve diğer detaylar.
Eserleri ve fikirleri ile çagini asarak evrensel bir ilgiye mazhar olan Mevlana Celaleddin Rûmi, Türk dinî önderleri tipolojisi içerisinde de özgün bir konuma sahip bulunmaktadir. Yasadigi dönemde Anadolu, dinler ve kültürler açisindan homojen bir yapidan çok, degisik inanç ve kültürlerin bir iliski ve mücadele alani olarak öne çikar. Mevlana, bu inançlar ve kültürler karsilasmasinda diger din mensuplari ve önderleri ile bir arada yasamaya ve diyaloga açik, dinin sekilci ve formel yönünden çok iç tecrübeye agirlik veren, hosgörü temelinde gelisen bir din anlayisinin temsilcisi olmustur. Öteki din mensuplari ve önderleri ile kurdugu olumlu iliskileri, yüksek fikir düzeyindeki eserleri ile, Anadolu'da entelektüel sûfiligin ilk tipolojik örnegini olusturur. Mevlana'nin fikirleri ve kendisini temel alan din anlayisinin, Türklerin dinî hayatini olusturan öteki kültürel bilesenlerin yaninda farkli bir boyut olarak yerini aldigi söylenebilir.