Makale özeti ve diğer detaylar.
GAP Bölgesi’nin zorunlu göçten kaynaklı ortaya çıkan karmaşık sorunların temelinde; bölge içi toplumsal tabakalar arasındaki uyumsuzluklar ile bölgede son 20 yıl içerisinde meydana gelen iç göçün yarattığı çok boyutlu tüzel ve sosyo-kültürel nedenler vardır. Bölge kent(ler)inin en önemli sorunlarını tanımlayan kümenin sarmalında; zorunlu göç, konut, eğitim, sağlık, işsizlik, istihdam ve kadın(lar)ın itilmişliği ile öngörüsü net olmayan hükümet(ler)in politikaları başat olarak ortaya çıkmaktadır. 1980’li yıllardan itibaren yüz binlerin yerinden edilmesine neden olan zorunlu göç ve terör sarmalı; GAP Bölge kent(ler)inin ontolojisini yaratan kentsel ve toplumsal yaşam kodlarını derin bir şekilde etkilemiştir. Terör olgusuyla birlikte bölgede yaşanagelen iç göç; Diyarbakır kentini bir barınma talebinin ötesinde etkileyerek ülkenin sorunsalı haline getirmiştir. Kent yerleşim alanları ile kenti sarmalayan çöküntü bölgelerinde ekonomik koşulların yetersizliğinde dolayı, ilkel koşullarda barınmak zorunda kalan insan kümeleri; kentin birikmiş sorunlarını çözümsüz bir eğilimin içine sokmuştur. Diyarbakır ve benzeri GAP kentlerinde; göçle birlikte ortaya çıkan barınma sorun olma güncelliğini hala koruyor olması, karar verme erkini elinde tutanların yeni çözümler üretmelerine acil ihtiyaç vardır. Bu makaledeki asal yaklaşım, zorunlu göç ve terör sonrası süreçlerde, Diyarbakır kentinin toplumsal öngörüsünü belirleyecek olan kültürel/toplumsal ayrışma odağında yeni siyasalar bağlamında; “göç, konut, yerleşim, kent ve sosyal tabakalar” arasındaki ilişkilerin hangi boyutlarda olduğunu; gözlem ve literatüre dayalı yöntemle ortaya koyabilmektir.
In the background of the complicated and complex problems resulting from the forced emigration in the GAP are disharmony among the social strata within the region, and multi dimensional legal and socio-cultural reasons caused by the inner emigration in the last 20 years. The most significant problems of the GAP Region cities can be described as forced emigration, housing, education, health care, unemployment, employment and pushing women aside, and policies of the government(s) with no prevision. The dual problems of forced emigration and terror which have caused hundreds of thousands of people to be displaced since 1980s have also affected deeply the urban and social life codes that created the ontology of cities of the GAP Region. The inner emigration triggered by the terrorism in the region has already gone the beyond being the problem of only Diyarbakır, influencing the city as more than a housing demand, and became the problem of the whole country. The fact that there are people who have to live in primitive conditions due to economic circumstances and restrictions in the settlement areas and places shambling made it even more difficult to solve the present and accumulated problems of the city. If housing, simultaneously existing with the emigration, is still a problem on agenda in the GAP cities like Diyarbakır, then it is urgent that the authorities in power and decision-makers should create new solutions. The main approach in this paper is to be able to show the dimensions of the relationship among “emigration, housing, settlement, city and social strata” by methods such as observation and literature within the context of new policies in the post-forced emigration and terror period focusing on the cultural/social separation which would determine the social prevision of the city of Diyarbakır.