Makale özeti ve diğer detaylar.
Education is an important process that we learn and choose whom to be both socially and individually. However, the traditional behaviouristic theory falls short of meeting developmental needs of learners. On the other hand, constructivism lays emphasis on the learner as the focus of education and its democratic structure offers opportunity for learners to meet their developmental needs. Although the concept of language lies at the very heart of constructivist paradigm, there is a lack of concern for a cognitive constructivist basis in language teaching as well. This study first suggests a shift should take place in the current educational paradigm towards constructivism and offers “whole language” approach to meet the implications of such a shift in language teaching. In this context it emphasizes the significance of literary texts in providing a meaningful learning medium in which the learners can respond to what is being taught.
Eğitim herkesin sosyal ve bireysel olarak kimliğini öğrendiği ve seçtiği bir süreçtir. Ancak geleneksel davranışçı teori, bu süreçte öğrencilerin gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamak konusunda yetersiz kalmaktadır. Öte yandan yapıcı (constructivist) eğitim felsefesi öğrenci merkezlidir ve demokratik yapısıyla öğrencilere gelişimsel ihtiyaçlarını karşılama olanağı sağlar. Dil kavramı yapıcı felsefede çok önemli bir yere sahip olduğu halde, dil eğitiminde de bilişsel ve yapıcı bir altyapı eksikliğinden söz etmek mümkündür. Bu çalışmada öncelikle mevcut eğitim sisteminde yapıcı felsefeye yönelik bir değişim önerilmektedir ve bu değişimin dil eğitimine etkisi “bütüncü dil” (whole language) yaklaşımıyla incelenmektedir. Bu çerçevede edebiyat metinlerinin öğrenciler ve öğretilen materyal arasında etkileşim oluşmasını sağlayan anlamlı bir öğrenim ortamı oluşturması açısından önemine dikkat çekilmektedir.