Makale özeti ve diğer detaylar.
Rönesans’ın dış dünya gerçekliğine yönelmesi ve bireycilik kavramı üzerinde yoğunlaşması bilgiyi ön plana çıkartır. Gerçeğin kaynağının iç ve dış deneyde olduğu anlayışının sonucu önem kazanan bilgi, insanın kendisini yetkinleştirmesine olanak sağlar ve bilim bireyselciliğe karşı büyüyen ilgiyi karşılamak üzere gelişir. Sanatın da bir bilim olarak ele alınışı, sanatçının toplumdaki konumunu olumlu yönde etkilediği gibi, sivil mesenlerin güçlenmesi sanata ve sanatçıya olan ilgiyi çoğaltır. Sivil mesenlerin katkısıyla lonca kurallarında görülen gevşeme, sanatçıyı zanaatçı statüsünden giderek uzaklaştırır ve sanatçı edimi önem kazanır. Sanatçı ediminin ön plana çıkması ise, tinsel mülkiyet kavramını gündeme getirir. Sanatçının yaratma sürecindeki zihinsel etkinliğinin hak kapsamına dahil edilmesinin ifadesi olan tinsel mülkiyet kavramı, fikri emeği, üzerinde cisimleştiği malzemeden ayırarak, ona (fikri emeğe) artı bir değer yükler. Tinsel mülkiyet bağlamında sanatçı ediminin vurgulanması, sanatçıya birey olarak kimliğini yapıtında görselleştirme olanağını sağlarken, onun (sanatçının) toplum içinde saygınlığını artırır. Böylece Rönesans, sanatçı hakları açısından, kendinden sonraki hukuksal gelişmelere yeni bir şekil ve yön vermiştir.
The intention of Renaissance towards the reality of external world and its concentration upon the concept of individualism emphasizes the knowledge. The knowledge that gains significance as a consequence of the development of the understanding that the source of reality is in the internal and external experiment, provides the human being to bring up himself, and thus the science develops to meet the interest enhancing against individualism. Handling of the art as a science influences the positions of the artist in the society positively and the strengthening of civil patrons augments the interest in art and artist. The relaxation observed in rules of guilds by the contribution of civil patrons, moves the artist more and more from the status of artisan so that artistic acts become more significant. And the emphasizing of artistic act brings on the agenda the concept of intellectual property. The concept of intellectual property as an expression of including into the rights of the intellectual activity of the artist during the creation process assigns a plus value to the mental labour by separating it (mental labour) from the material on which it was materialized. The emphasizing of the artistic activity in connection with intellectual property provides the artist to visualize his identity in his work and augments his (of the artist’s) esteem in the society. Thus, Renaissance caused the legal developments after itself to gain a new form and direction in terms of the rights of artists.