Makale özeti ve diğer detaylar.
Ulusal ve uluslararası ticaretteki gelismelerle birlikte “markanın” soyutluk degeri, yeni boyutlar kazanmıs; birden fazla deger ve daha somut nitelendirmeleri gündeme tasımıstır. Bu gelismelerin yan etkileri olarak, hukuki alanda marka ile ilgili birçok ihtilaf da görülmeye baslamıstır. Fikri ve sınaî hakların korunması ihtiyaçlarına baglı olarak gelisen mevzuat, anlasma ve uygulamalarla birlikte “marka” konusu, hukukçularla, pazarlamacıların ortak ilgi ve hareket alanı haline gelmistir. Günümüzde isletmeler arasında çok sayıda marka davaları “Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname” de belirtilen hükümlere göre yürütülmektedir. Bu tür davalarda teknik ve hukukçu bilirkisilerden yardım alınmaktadır. Ancak gerek teknik, gerekse hukukçu bilirkisiler, sonuç olarak sübjektif kanaatlerini hazırladıkları raporlarına yansıtmaktadırlar. Bu çalısma ile, iltibas temelli marka ihtilaflarında, hukuki sürece objektife en yakın olabilecegi varsayılan, kamuoyu görüsünü dahil edilebilirligini ortaya koymak amacıyla, halen sürmekte olan bir dava kapsamında yürütülmüs, görsel, ürünsel ve isitsel boyutlarıyla ayrı ayrı tasarlanmıs, üç boyutlu bir inceleme arastırması ayrıntıları ile açıklanmaktadır.
Recent developments in national and international business, “abstract” or “intrinsic value” of brand has gained new dimensions; including more than one value and more concrete definitions. As side effects of these developments, various disputes have emerged regarding brands in the legal area. Along with the regulation that was developed in response the needs to protect intellectual and industrial rights, the concept of “brand” has become a joint area of interest both for marketers and law makers. The most of the disputes among businesses has been settled according to rules stipulated in 55 numbered Governmental Decree on The Protection of Brands. In the course of dispute resolution courts and judges request expert help from outside jurists and technicians. However, both technical and judicial experts have reflect their subjective or personal judgements in their final reports. In this study we have tried to bring about the extent to which public opinion could be included in imitation based brand lawsuits which is assumed to reflect the most objective decision support for the judiciary process. Besides, an ongoing lawsuit has been sampled with respect to three dimensional attributes of the case, i.e. product related, audio, and visual have been designed separately for the test of judiciary support capacity. The results of this three dimensional research project has been explained in detail.