Makale özeti ve diğer detaylar.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, “yenilik” kavramı savaşa giren ülkelerin yeniden yapılanma süreçlerinde ve Ar-Ge çalışmalarının yükselen trendinden etkilenen diğer ülkelerde popüler hale gelmiştir. Ar-Ge harcamalarında etkin olmayan kaynak dağılımı ve eksik yatırımın varlığı söz konusu olduğundan, bu dönemde kamu sektörünün rolü önem kazanmıştır. Bunun ardındaki temel neden ise Ar-Ge çalışmalarının sosyal getirisinin, özel getirisinden fazla olmasıdır. Bu noktadan hareketle, kamu sektörünün Ar-Ge faaliyetlerini desteklemesi gündeme gelmiştir. Kamu Ar-Ge desteklerinin meşrulaştırılması için dayandığı temel teorik çerçeve ise “doğrusal yenilik modelleri” olarak belirlenmiştir. Doğrusal yenilik modelleri; kolaylığı ve açıklığı ile Kamu Ar-Ge politikalarına temel oluşturması açısından yerinde olmasına rağmen yeterli değildir. Çünkü yenilik süreci karmaşık ve evrimci bir süreçtir ve kamu politikalarının bu süreçteki katkıları diğer yenilik modellerinin önermeleriyle de açıklanabilir. Bu noktadan hareketle, çalışmanın temel araştırma sorusu hangi yenilik modelinin kamu politikalarının oluşturulmasında ve meşrulaştırılmasında temel olarak kullanılabileceği sorusudur. Temek hipotez ise, farklı yenilik modellerinin önermelerinin farklı durumlarda kamu Ar-Ge politikalarını destekleyebileceği önermesidir.
After the Second World War, “innovation” became popular. Due to inefficient resource allocation and underinvestment in R&D expenses, and higher social returns compared to private ones, public sector’s involvement in science and technology came into agenda. Thereupon, public sector determined the linear model of innovation as the basic framework for the legitimization of R&D activities. This model is clear, simple, but insufficient; for innovation is a complex and evolving process. The contributions of public sector need to be explained by other innovation models. Then, the research question focuses the issue of which innovation model can be used for the construction and legitimization of public R&D policies. The argument is that for different cases, different innovation models can be used for legitimization purposes.