Makale özeti ve diğer detaylar.
Damping, bir firmanın malını normal değerinin altında bir fiyatla ihraç etmesidir. İhracatçı firmaların mallarını yerli piyasadan daha düşük fiyatla satmaları uluslararası ticarette bir “haksız rekabet” uygulaması olarak kabul edilmektedir. Anti-damping vergisi uygulamalarının ana amacı; dampinge konu olan ithalatın sebep olduğu haksız rekabete karşı yerli üretim dalının korunmasıdır. Günümüzde anti-damping soruşturmaları Dünya Ticaret Örgütü Anti-damping Anlaşması hükümleri uyarınca yürütülmektedir. Anti-Damping Anlaşması, dampingli ithalata karşı önlem alınabilmesi için dampingin varlığının yanısıra, yerli endüstrilerin ekonomik göstergelerinde zararın belirlenmesi ve bu zararın dampingli ithalatla bağlantılı olduğunun ortaya konulması gerekliliğine işaret etmektedir. Ülkemizde damping konusundaki ilk yasal düzenleme 1989 yılındaki “İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun”dur. Gelişmekte olan ülkeler arasında dampingli ithalata karşı önlemlere ilgi duyan ilk ülkelerden birisi olan ülkemiz bu önlemlerin hem kullanıcılarından hem de önemli muhataplarındandır.
Dumping is the act of a firm to export a product at a price below its normal price. In international trade, dumping is accepted to be an act of “unfair competition”. The main aim of anti-dumping duties is to protect the domestic producers against the unfair competition caused by dumping. Today, anti-dumping investigations are carried out according too the terms of WTO Anti- Dumping Agreement. The Anti-Dumping Agreement points to the existence of dumping, in order to be able to take measures against dumping, as well as to the necessity to define the losses in domestic industries' economic indicators and to demonstrate that these losses are connected to dumping.