Makale özeti ve diğer detaylar.
Whitehead felsefesinde evrende süreç hakimdir ve bu sürecin temeli de aktüel varlıklardır. O süreç felsefesinde, dünyadaki her şeyin sürekli bir oluş halinde olduğunu hareket, oluş ve dinamizm kavramlarıyla açıklar. Potansiyel hale gelen bir ilişkide aktüel varlıklara düşen rol kavrayıştır. Whitehead, potansiyelliği genel potansiyellik ve gerçek potansiyellik olarak ikiye ayırır. Whitehead’e göre gerçek olan bütündür ve bununla aktüel varlıklar kastedilmektedir. Aktüel varlıkların ötesinde başka gerçek bir şey yoktur. Bunların dışındaki her şey deneyimlerimiz için türetilenler veya aktüel varlıkların soyut ürünleridir. Bu makalede Whitehead’in, “Süreç ve Gerçeklik” adlı eserindeki temel görüşlerine ve zor anlaşılan bazı terimlerine değinerek Whitehead’in Descartes ve Hume eleştirisini ele alacağız.
In universe, according to the Whiteheadean philosophy, what is dominant is process and the substructures of this process are actual beings. Through the notions of movement, becoming and dynamic he clarifies that everything in the world is in the state of becoming within the process philosophy. The role for actual beings in a relationship which has become potential is comprehension. Whitehead divides potentiality into two: the general and the real. For Whitehead, what is real is the whole and actual beings are intended with it. There is nothing real beyond the actual beings. Everything other than these is the derivatives for our experiences, or the abstract products of actual beings. In this article, we will discuss Whitehead’s criticism of Descartes and Hume by dealing with Whitehead’s main thoughts and some of his elusive terms in “Process and Reality