Makale özeti ve diğer detaylar.
En eski çağlardan beri insanlar kendi inançlarını yaymak için çalışmışlardır. Hıristiyan misyonerler de kendi inanç öğretilerini dünyaya yaymak için büyük gayretler göstermekten geri durmamışlardır. Ancak bu gayretler her zaman din menşeli olmamış ve emperyalizmle iç içe girmiştir. İncelediğimiz dönemde de Osmanlı toprakları üzerinde devam ettirilen misyonerlik faaliyetleri neredeyse tamamen bu minval üzere yürütülmüştür. Bunlara bir de Osmanlı Devleti’nin Müslüman bir ülke olması ve Hıristiyanlıkla İslam arasında süre gelen mücadeleler de eklendiğinde olayın çok daha farklı boyutlara taşındığı ve misyonerlerin tamamen Osmanlı Devleti’ni yıkma politikasını benimsedikleri rahatça görülebilir. Devlet de bunun farkında olmasına rağmen elindeki gücü yitirdiği için her biri bir yabancı devletin güdümünde ve himayesinde çalışan misyonerlerle etkili bir şekilde mücadele edememiştir. Elbette içinde çok farklı unsurları ve milletleri barındıran, doğunun kilidi konumunda olan Erzurum’da da misyonerlik faaliyetleri oldukça etkili olmuştur. Bu maksatla açtıkları okullar ve çeşitli vasıtaları kullanarak elde ettikleri yerel yardımcılar vasıtasıyla bu amaçlarını gerçekleştirmişlerdir. Ancak Osmanlı Devleti ve onun emrinde görev alan valiler misyonerlerin tüm bu kötü tutum ve faaliyetlerine rağmen her zaman onlara karşı insanca davranmış ve misyonerlere misliyle mukabelede bulunmamışlardır.
Starting from ancient times, people strived to spread their beliefs. Christian missionaries too strived to spread their system of beliefs into the world. However, these attempts were not all religious, they intertwined with imperialism. Almost all missionary activities on Ottoman soil in the period we are dealing were this kind. At the same time, if we take into consideration that Ottoman Empire was Muslim, and if we consider ongoing struggle between Christianity and Islam, it changed a lot, and missionaries adopted the policy to destroy Ottoman Empire. Although state was aware of this, as it lost its power, it could not fight against them who worked in the service and patronage of different foreign states. In Erzurum too, which was in the position of the key of the East and which sheltered various elements and nations, these activities continued effectively. However Ottoman Empire and its governors behaved missionaries nicely in spite of their bad attitudes and activities, and could not respond them effectively.