Makale özeti ve diğer detaylar.
Avrupa ile ilişkilerin arttığı Osmanlı’nın son döneminde özellikle Müslümanların geri kalmışlığının İslâm’dan kaynakladığı iddia edilerek, İslâm’ın pozitif bilime ve onun etrafında gelişen kurumlara uygun hale getirilmesi yani Hıristiyanlığa benzer bir şekilde reforma tabi tutulması gerektiği Jön Türklerin bir kısmı tarafından söylenmeye başlanmıştır. Tek Parti İktidarı Dönemi’nde Modernizm eksenli reform düşüncesi hayata geçirilerek, İslâmî esaslar değiştirilmeye ve dönüştürülmeye veya ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir din politikası takip edilmiştir. Tek Parti İktidarı Dönemi’nde uygulanan din politikalarının pek çoğunun istihlâl (haram olanı helal kabul etmek) istihâne (İslâmî esasları hakir görmek), istihzâ, (alay konusu yapmak) ve istihfâf (hafife almak) gibi kelimelerle ifade edilen ve küfür olarak değerlendirilen vasıfları taşıdığı görülmüştür. Bu makalede uygulamaya konulan reformların İslâm itikadı açısından bir değerlendirilmesi yapılacaktır.
During the last era of the Ottoman State while its relations with the Europe increased , underdevelopment of the Muslim world was claimed to be a result of Islam by the some of Young Turks. And also the adaptation of Islam to the developing institutions and the positive science and the need of a reform just like the one in Christianity started to be discussed. And also during the single - party period, the reforming thoughts in which Modernism was their main point was put forward and a religon policy was followed where the Islamic essences were tried to be changed,converted and eliminated. Most of the religion policies that were introduced during the rule of the single-party period included characteristic points of the terms istihlâl (Regarding haram as halal), istihâne ( Despise of Islamic essences ), istihfâf (To make light of ) which are also accepted as “Kufr” . This article will be a review of the reforms in terms of Islamic theolojical.