Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalışmada Maturîdilik ile Eşarîlik arasındaki önemli görüş farklılıklarından birisi olan Allah’ın varlığının akılla bilinip bilinemeyeceği konusunda Maturîdi’nin yaklaşımı ele alınmıştır. Kelâm tarihinde aklî tefekküre önem vermesi ile tanınan Maturîdi, Kelâm ilminin diğer konularında olduğu gibi Allah’ı bilme (Mârifetullah) konusunda da akla önemli bir yetki vermiştir. O, Kur’an’daki aklî tefekkürü emreden ayetlerden hareketle aklı kullanmayı Allah’ın bir emri olarak değerlendirmiş ve bunun bir sonucu olarak da Allah’ın varlığının akılla bilinmesinin aklı olan herkes için gerekliliğini savunmuştur. Kişi nasıl duyularının verilerine uymak zorunda ise aklının verilerine de uymak zorundadır. Maturîdi, Allah’ın sıfatlarının fizikî âlemde tezahür ettiğini, bu tezahürlerle yapılan istidlâlle Allah’ın bilinebileceğini ancak bu bilmenin Allah’ın zâtının değil, sıfatlarının bilinmesi demek olduğunu, dolayısıyla Mârifetullah’tan maksadın Allah’ın zâtının bilinmesi değil, sıfatlarının bilinmesi olduğunun üzerinde önemle durarak Allah’ı bilmede takip edilmesi gereken bir metot önermektedir.
In this article taken as a matter existence of God whether by reason in Maturîdi’s approach. This discrimination is very important matter in Maturîdi’s Theology and Ash’ariah’s Theology. Maturîdi has taken into consideration the verses in the Koran which command to thinking. For this reason, he has defended the man must to know the existence of God (Mârifetullah). Because everything in universe testifying the existence of God. The man has to obey the reason’s datum alike obey the senses’ datum. This knowledge (mârifetullah) isn’t private of God but position of God.